#smrgKİTABEVİ Türkiye Tarihi 1839 - 2010: Modern Dünyada Türkiye (Cilt 4) -
Birçok ülkeden yazarların katkıları son yıllarda Osmanlı tarihi ile Türkiye araştırmalarında görülen son derece önemli ilerlemeleri yansıtıyor. Bu dev eseri, Cambridge University Press'in yayın sırasına uyarak üçüncü ciltle başlattık. Şimdi de Osmanlı İmparatorluğu'nun III. Mehmed'in 1603'teki ölümünden Tanzimat'ın 1839'da ilanına kadar süren geç dönemini ele alan dördüncü cildi yayınlıyoruz. Bu dönem imparatorluk ile Avrupa arasında ticaretin geliştiği, savaş zamanları dışında tüccarlar ve hacıların görece güvenlik içinde yolculuk yapabildiği, istikrarlı ile istikrarsız günlerin birbirini izlediği yılları kapsıyor. Ne var ki, padişahın müminlerin ve toplumsal düzenin koruyucusu rolüne yapılan vurguya rağmen, İstanbul'daki yönetici elit ile vilayetlerdeki tebaa arasında gerilim eksik değildi; imparatorluğun muazzam genişlikteki toprakları ve tebaanın her gün mücadele etmek zorunda olduğu, pek de cömert olmayan doğal çevre bu gerilime katkıda bulunan öğelerden yalnızca ikisiydi. Bu tema üçüncü cildin merkezi motiflerinden biri; cilde katkıda bulunanlar, taşradaki yöneticilerin kâh vergi toplarken, kâh siyasete fiilen katılan yerel ileri gelenler ve askerlerle uzlaşmaya çabalarken karşı karşıya kaldıkları sorunları inceliyor. Bölümlerin odaklandığı konular arasında dini ve siyasi gruplar, gayrimüslimler, kadınlar, ticaret, zanaatlar, Osmanlı kırsalındaki yaşam, müzik, sanat ve mimari var. Kitap klasik sonrası yılların bir duraklama ve çöküş dönemi olduğuna dair geleneksel ve hâlâ yaygın düşüncenin tersine, Osmanlıların siyaset, kültür ve sanat alanlarındaki başarılarını vurguluyor. Türkiye'nin modern tarihini toplumu ve kurumları biçimlendirdi. Toplumun gelişimi basit sınıflandırmalarla açıklanamaz, ancak devlet, Türkiye'nin neye benzeyeceğine dair kendine özgü vizyonları olan birbirinden farklı bir dizi siyasi aktörün eylemleri aracılığıyla ortaya çıktı. Modern Türkiye'nin en değerli bilim insanlarından bazıları Türk modernleşmesinin bu iki yönü arasındaki etkileşimi irdelemek üzere bu kitapta bir araya geldi. Cambridge Türkiye Tarihi'nin dördüncü cildi 19. yüzyılda başlıyor ve bu yüzyılın tarihsel arka planına Osmanlı İmparatorluğu'nun sonlarında yapılan reformlar, Jöntürk dönemi, Kurtuluş Savaşı ve Atatürk cumhuriyetinin kuruluşunu ele alarak bakıyor. Daha sonra cumhuriyet dönemine odaklanan kitap, siyasi ideoloji, iktisadi gelişme, ordu, göçler, Kürt milliyetçiliği, İslamcılığın yükselişi ve kadınların güç elde etme mücadelesi gibi temalar üzerinde durduktan sonra sanat ve mimari, edebiyat ve İstanbul'un kısa tarihi bölümleriyle sona eriyor. (Tanıtım Bülteninden)
Birçok ülkeden yazarların katkıları son yıllarda Osmanlı tarihi ile Türkiye araştırmalarında görülen son derece önemli ilerlemeleri yansıtıyor. Bu dev eseri, Cambridge University Press'in yayın sırasına uyarak üçüncü ciltle başlattık. Şimdi de Osmanlı İmparatorluğu'nun III. Mehmed'in 1603'teki ölümünden Tanzimat'ın 1839'da ilanına kadar süren geç dönemini ele alan dördüncü cildi yayınlıyoruz. Bu dönem imparatorluk ile Avrupa arasında ticaretin geliştiği, savaş zamanları dışında tüccarlar ve hacıların görece güvenlik içinde yolculuk yapabildiği, istikrarlı ile istikrarsız günlerin birbirini izlediği yılları kapsıyor. Ne var ki, padişahın müminlerin ve toplumsal düzenin koruyucusu rolüne yapılan vurguya rağmen, İstanbul'daki yönetici elit ile vilayetlerdeki tebaa arasında gerilim eksik değildi; imparatorluğun muazzam genişlikteki toprakları ve tebaanın her gün mücadele etmek zorunda olduğu, pek de cömert olmayan doğal çevre bu gerilime katkıda bulunan öğelerden yalnızca ikisiydi. Bu tema üçüncü cildin merkezi motiflerinden biri; cilde katkıda bulunanlar, taşradaki yöneticilerin kâh vergi toplarken, kâh siyasete fiilen katılan yerel ileri gelenler ve askerlerle uzlaşmaya çabalarken karşı karşıya kaldıkları sorunları inceliyor. Bölümlerin odaklandığı konular arasında dini ve siyasi gruplar, gayrimüslimler, kadınlar, ticaret, zanaatlar, Osmanlı kırsalındaki yaşam, müzik, sanat ve mimari var. Kitap klasik sonrası yılların bir duraklama ve çöküş dönemi olduğuna dair geleneksel ve hâlâ yaygın düşüncenin tersine, Osmanlıların siyaset, kültür ve sanat alanlarındaki başarılarını vurguluyor. Türkiye'nin modern tarihini toplumu ve kurumları biçimlendirdi. Toplumun gelişimi basit sınıflandırmalarla açıklanamaz, ancak devlet, Türkiye'nin neye benzeyeceğine dair kendine özgü vizyonları olan birbirinden farklı bir dizi siyasi aktörün eylemleri aracılığıyla ortaya çıktı. Modern Türkiye'nin en değerli bilim insanlarından bazıları Türk modernleşmesinin bu iki yönü arasındaki etkileşimi irdelemek üzere bu kitapta bir araya geldi. Cambridge Türkiye Tarihi'nin dördüncü cildi 19. yüzyılda başlıyor ve bu yüzyılın tarihsel arka planına Osmanlı İmparatorluğu'nun sonlarında yapılan reformlar, Jöntürk dönemi, Kurtuluş Savaşı ve Atatürk cumhuriyetinin kuruluşunu ele alarak bakıyor. Daha sonra cumhuriyet dönemine odaklanan kitap, siyasi ideoloji, iktisadi gelişme, ordu, göçler, Kürt milliyetçiliği, İslamcılığın yükselişi ve kadınların güç elde etme mücadelesi gibi temalar üzerinde durduktan sonra sanat ve mimari, edebiyat ve İstanbul'un kısa tarihi bölümleriyle sona eriyor. (Tanıtım Bülteninden)