#smrgKİTABEVİ Türkiye'de Edebiyat Matineleri Bir Hafıza Mekanı İncelemesi - 2023
Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
ISBN-10:
6057637741
Kargoya Teslim Süresi:
3&6
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
148
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2023
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
96,85
Havale/EFT ile:
93,94
Siparişiniz 3&6 iş günü arasında kargoda
1199218894
605542
https://www.simurgkitabevi.com/turkiyede-edebiyat-matineleri-bir-hafiza-mekani-incelemesi-2023
Türkiye'de Edebiyat Matineleri Bir Hafıza Mekanı İncelemesi - 2023 #smrgKİTABEVİ
96.85
1930'lu yıllarla beraber şairinden hikâyecisine pek çok edebiyatçı okuyucularının yanı sıra izleyicilerin karşısına çıkmaya başlar. Okulların tiyatro ya da konser salonlarında hatta spor salonlarında bir şarkıcı ya da tiyatrocu gibi sahne alır; hayranlarına şiirlerini, hikâyelerini okurlardı.
1950'li yıllarla beraber iyice yaygınlaşan ve okurlardan büyük talep ve rağbet gören, –sinema gösterimlerinden esinle– "Edebiyat Matineleri" olarak adlandırılan bu etkinliklere, dönemlerinde gözde olan neredeyse tüm edebiyatçılar katılırdı.
Erol Gökşen bu çalışmasıyla Türkiye'deki edebiyat matinelerinin tarihine, arşivler ve tanıklıklar eşliğinde yönelerek bu kültürel dönemi sadece gün ışığına çıkarmıyor, hatırlanmasını da sağlıyor. Hatırlanması, edebiyat matinelerinin yapıldığı yerlerin artık kültürümüzün birer hafıza mekânına dönüştüğünü de hatırlatıyor. Böylelikle toplumsal hafızamızın sığası genişliyor. Edebiyat matineleri kültürümüzün unutulmuş bir parçasıdır; hatırlamak, kültürel hafızamızı yenileyecek, hafıza mekânlarımızın tek tek yitiriliyor oluşuna son verilmesi umudunu yeşertecektir.
Hepsinden önemlisi edebiyat matinelerini başlatanları, bunları kuşaklar boyu yaşatanları anımsatacak ve minnetle anmamızı sağlayacaktır.
Kimdi bunlar, neler yaptılar?
1950'li yıllarla beraber iyice yaygınlaşan ve okurlardan büyük talep ve rağbet gören, –sinema gösterimlerinden esinle– "Edebiyat Matineleri" olarak adlandırılan bu etkinliklere, dönemlerinde gözde olan neredeyse tüm edebiyatçılar katılırdı.
Erol Gökşen bu çalışmasıyla Türkiye'deki edebiyat matinelerinin tarihine, arşivler ve tanıklıklar eşliğinde yönelerek bu kültürel dönemi sadece gün ışığına çıkarmıyor, hatırlanmasını da sağlıyor. Hatırlanması, edebiyat matinelerinin yapıldığı yerlerin artık kültürümüzün birer hafıza mekânına dönüştüğünü de hatırlatıyor. Böylelikle toplumsal hafızamızın sığası genişliyor. Edebiyat matineleri kültürümüzün unutulmuş bir parçasıdır; hatırlamak, kültürel hafızamızı yenileyecek, hafıza mekânlarımızın tek tek yitiriliyor oluşuna son verilmesi umudunu yeşertecektir.
Hepsinden önemlisi edebiyat matinelerini başlatanları, bunları kuşaklar boyu yaşatanları anımsatacak ve minnetle anmamızı sağlayacaktır.
Kimdi bunlar, neler yaptılar?
1930'lu yıllarla beraber şairinden hikâyecisine pek çok edebiyatçı okuyucularının yanı sıra izleyicilerin karşısına çıkmaya başlar. Okulların tiyatro ya da konser salonlarında hatta spor salonlarında bir şarkıcı ya da tiyatrocu gibi sahne alır; hayranlarına şiirlerini, hikâyelerini okurlardı.
1950'li yıllarla beraber iyice yaygınlaşan ve okurlardan büyük talep ve rağbet gören, –sinema gösterimlerinden esinle– "Edebiyat Matineleri" olarak adlandırılan bu etkinliklere, dönemlerinde gözde olan neredeyse tüm edebiyatçılar katılırdı.
Erol Gökşen bu çalışmasıyla Türkiye'deki edebiyat matinelerinin tarihine, arşivler ve tanıklıklar eşliğinde yönelerek bu kültürel dönemi sadece gün ışığına çıkarmıyor, hatırlanmasını da sağlıyor. Hatırlanması, edebiyat matinelerinin yapıldığı yerlerin artık kültürümüzün birer hafıza mekânına dönüştüğünü de hatırlatıyor. Böylelikle toplumsal hafızamızın sığası genişliyor. Edebiyat matineleri kültürümüzün unutulmuş bir parçasıdır; hatırlamak, kültürel hafızamızı yenileyecek, hafıza mekânlarımızın tek tek yitiriliyor oluşuna son verilmesi umudunu yeşertecektir.
Hepsinden önemlisi edebiyat matinelerini başlatanları, bunları kuşaklar boyu yaşatanları anımsatacak ve minnetle anmamızı sağlayacaktır.
Kimdi bunlar, neler yaptılar?
1950'li yıllarla beraber iyice yaygınlaşan ve okurlardan büyük talep ve rağbet gören, –sinema gösterimlerinden esinle– "Edebiyat Matineleri" olarak adlandırılan bu etkinliklere, dönemlerinde gözde olan neredeyse tüm edebiyatçılar katılırdı.
Erol Gökşen bu çalışmasıyla Türkiye'deki edebiyat matinelerinin tarihine, arşivler ve tanıklıklar eşliğinde yönelerek bu kültürel dönemi sadece gün ışığına çıkarmıyor, hatırlanmasını da sağlıyor. Hatırlanması, edebiyat matinelerinin yapıldığı yerlerin artık kültürümüzün birer hafıza mekânına dönüştüğünü de hatırlatıyor. Böylelikle toplumsal hafızamızın sığası genişliyor. Edebiyat matineleri kültürümüzün unutulmuş bir parçasıdır; hatırlamak, kültürel hafızamızı yenileyecek, hafıza mekânlarımızın tek tek yitiriliyor oluşuna son verilmesi umudunu yeşertecektir.
Hepsinden önemlisi edebiyat matinelerini başlatanları, bunları kuşaklar boyu yaşatanları anımsatacak ve minnetle anmamızı sağlayacaktır.
Kimdi bunlar, neler yaptılar?
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
