Bu işlem için üye girişi yapmanız gerekiyor

#smrgSAHAF Türkiye'nin Demokrasi Tarihi (1839 - 1950) - 1995

Basıldığı Matbaa:
Zirve Ofset
Dizi Adı:
Türkiye Üzerine incelemeler
ISBN-10:
9755331123
Stok Kodu:
1199007568
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
589 s.
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
3
Basım Tarihi:
1995
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199007568
393732
Türkiye'nin Demokrasi Tarihi (1839 - 1950) -        1995
Türkiye'nin Demokrasi Tarihi (1839 - 1950) - 1995 #smrgSAHAF
0.00
Ahmet Hamdi Tanpınar, Saatleri Ayarlama Enstitüsü'nde “Politikadaki hürriyet bir yığın hürriyetsizliğin anahtarı veya ardına kadar açık kapısıdır” diyor. Bu çok önemli ve aynı zamanda çok da acı bir saptamadır. Tanpınar şöyle devam ediyor:
“Ben bu kadar kendi zıddı ile beraber gelen ve zıtların altında kaybolan nesne görmedim. Kısa ömrümde yedi-sekiz defa memleketimize geldiğini işittim. Neyin? Hürriyetin... Bir kere bile kimse bana gittiğini söylemediği halde yedi-sekiz defa geldi. Ve o geldi diye sevincimizden davul-zurna sokaklara fırladık. Bu hürriyeti sımsıkı yakalayamadığımıza göre, demek ki kimsenin ona ihtiyacı yok.”

Türkiye'de hürriyet 1908 kuşağının özlemiydi. Bir heves, içeriğini anlamadan peşinden koştuk. Ama o füsunkâr hürriyeti yitirdiğimizi bile fark etmedik. Bu kitap Türkiye'de demokrasinin ilk yüzyılına değiniyor. Bu yüzyılda, demokrasiyi, onunla özdeş olan “hürriyetler kümesi”ni özümsediğimiz pek söylenemez. Türkiye'nin demokrasi tarihini bu gözle yeniden değerlendirmeliyiz.

Galiba demokrasiyi istemedik.

Ahmet Hamdi Tanpınar, Saatleri Ayarlama Enstitüsü'nde “Politikadaki hürriyet bir yığın hürriyetsizliğin anahtarı veya ardına kadar açık kapısıdır” diyor. Bu çok önemli ve aynı zamanda çok da acı bir saptamadır. Tanpınar şöyle devam ediyor:
“Ben bu kadar kendi zıddı ile beraber gelen ve zıtların altında kaybolan nesne görmedim. Kısa ömrümde yedi-sekiz defa memleketimize geldiğini işittim. Neyin? Hürriyetin... Bir kere bile kimse bana gittiğini söylemediği halde yedi-sekiz defa geldi. Ve o geldi diye sevincimizden davul-zurna sokaklara fırladık. Bu hürriyeti sımsıkı yakalayamadığımıza göre, demek ki kimsenin ona ihtiyacı yok.”

Türkiye'de hürriyet 1908 kuşağının özlemiydi. Bir heves, içeriğini anlamadan peşinden koştuk. Ama o füsunkâr hürriyeti yitirdiğimizi bile fark etmedik. Bu kitap Türkiye'de demokrasinin ilk yüzyılına değiniyor. Bu yüzyılda, demokrasiyi, onunla özdeş olan “hürriyetler kümesi”ni özümsediğimiz pek söylenemez. Türkiye'nin demokrasi tarihini bu gözle yeniden değerlendirmeliyiz.

Galiba demokrasiyi istemedik.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat