#smrgKİTABEVİ Tutku Olarak Aşk : Mahremiyetin Kodlanışı - 2023
Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Metod Matbaa
Dizi Adı:
Yakışıksız Kitaplar 1
ISBN-10:
6259928951
Kargoya Teslim Süresi:
4&6
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
296
Basım Yeri:
İzmir
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2023
Çeviren:
Ozan Başdaner
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Orijinal Adı:
Liebe Als Passion
Kategori:
indirimli
203,06
Havale/EFT ile:
196,97
Bu üründen 1 adet satın alınmıştır.
Siparişiniz 4&6 iş günü arasında kargoda
1199216684
603304
https://www.simurgkitabevi.com/tutku-olarak-ask-mahremiyetin-kodlanisi-2023
Tutku Olarak Aşk : Mahremiyetin Kodlanışı - 2023 #smrgKİTABEVİ
203.06
Eğer tarihsizmiş gibi görünüp doğallığın dokunulmazlığına itilen fenomenlerin tarihsel olarak oluştuğunu ve toplumsal olarak koşullandığını, dolayısıyla değişime açık olduğunu göstermek sosyal bilimin göz ardı edilemez meziyetlerinden biriyse, Niklas Luhmann Tutku Olarak Aşk'ta aşkın modern tarihinin izini teorik inceliği ve empirik titizliği elden bırakmadan sürerek yirminci yüzyılın usta sosyologlarından biri olduğu konusunda şüpheye yer bırakmaz.
Bu kitapta aşk ne psiko-fizyolojik mekanizmalara bağlı değişmez ve evrensel bir bilişsel sürece indirgenir ne de herkesin kendine özgü bir şekilde yaşadığı, hakkında konuşulması ve kavramsallaştırılması imkânsız öznel bir duyguyla özdeşleştirilir. Luhmann tam tersine mahrem ilişkilerde yaşanan duygusal deneyimi ve bu ilişki tipine has iletişim biçimini mümkün kılan semantik bir kod olarak odaklanır aşka. Böylece farklılaşmış ve özerkleşmiş alt-sistemlerden oluşan modern toplumsal sistemde tutkulu aşka dayanan evlilik kurumunun kendine özgü yerini sağlayan öznel boyutun tarihsel seyrini gözler önüne serer. Bununla birlikte, Luhmann, modern toplumlarda tutkulu aşka dayalı mahrem ilişkilerin evlilik kurumuna hapsedilmesiyle sonuçlanan sürecin bir yanda tutkulu aşka dair semantiğin hem dostluğu içeren mahrem ilişkilerden hem de ilahi aşktan kopmasına, diğer yandan da aile kurumunun ekonomi, siyaset, hukuk gibi kurumlardan ayrışmasına dayandığını ve nihayetinde bu kurumsal ve semantik koşulların bir araya gelmesiyle mümkün olduğunu gösteriyor. Dahası, tüm bunları trabodur şiirlerinden on sekizinci yüzyıl Fransız edebiyatına oradan da on dokuzuncu yüzyıl Romantizmine uzanan geniş yelpazedeki edebi metinler demetini işleyerek yapıyor.
Bu yüzden, Tutku Olarak Aşk'ın, ister Parsons sonrası sistem teorisini Luhmann'ın nasıl revize ettiğini görmek isteyen sosyal teori okurları olsun isterse de aşk deneyiminin modern toplumlardaki konumu ve seyrine ilgi duyanlar olsun birçok okurun empirik içeriği ve teorik kabulleriyle önemli dersler çıkarılabileceği bir eser olduğu kesin.
Bu kitapta aşk ne psiko-fizyolojik mekanizmalara bağlı değişmez ve evrensel bir bilişsel sürece indirgenir ne de herkesin kendine özgü bir şekilde yaşadığı, hakkında konuşulması ve kavramsallaştırılması imkânsız öznel bir duyguyla özdeşleştirilir. Luhmann tam tersine mahrem ilişkilerde yaşanan duygusal deneyimi ve bu ilişki tipine has iletişim biçimini mümkün kılan semantik bir kod olarak odaklanır aşka. Böylece farklılaşmış ve özerkleşmiş alt-sistemlerden oluşan modern toplumsal sistemde tutkulu aşka dayanan evlilik kurumunun kendine özgü yerini sağlayan öznel boyutun tarihsel seyrini gözler önüne serer. Bununla birlikte, Luhmann, modern toplumlarda tutkulu aşka dayalı mahrem ilişkilerin evlilik kurumuna hapsedilmesiyle sonuçlanan sürecin bir yanda tutkulu aşka dair semantiğin hem dostluğu içeren mahrem ilişkilerden hem de ilahi aşktan kopmasına, diğer yandan da aile kurumunun ekonomi, siyaset, hukuk gibi kurumlardan ayrışmasına dayandığını ve nihayetinde bu kurumsal ve semantik koşulların bir araya gelmesiyle mümkün olduğunu gösteriyor. Dahası, tüm bunları trabodur şiirlerinden on sekizinci yüzyıl Fransız edebiyatına oradan da on dokuzuncu yüzyıl Romantizmine uzanan geniş yelpazedeki edebi metinler demetini işleyerek yapıyor.
Bu yüzden, Tutku Olarak Aşk'ın, ister Parsons sonrası sistem teorisini Luhmann'ın nasıl revize ettiğini görmek isteyen sosyal teori okurları olsun isterse de aşk deneyiminin modern toplumlardaki konumu ve seyrine ilgi duyanlar olsun birçok okurun empirik içeriği ve teorik kabulleriyle önemli dersler çıkarılabileceği bir eser olduğu kesin.
Eğer tarihsizmiş gibi görünüp doğallığın dokunulmazlığına itilen fenomenlerin tarihsel olarak oluştuğunu ve toplumsal olarak koşullandığını, dolayısıyla değişime açık olduğunu göstermek sosyal bilimin göz ardı edilemez meziyetlerinden biriyse, Niklas Luhmann Tutku Olarak Aşk'ta aşkın modern tarihinin izini teorik inceliği ve empirik titizliği elden bırakmadan sürerek yirminci yüzyılın usta sosyologlarından biri olduğu konusunda şüpheye yer bırakmaz.
Bu kitapta aşk ne psiko-fizyolojik mekanizmalara bağlı değişmez ve evrensel bir bilişsel sürece indirgenir ne de herkesin kendine özgü bir şekilde yaşadığı, hakkında konuşulması ve kavramsallaştırılması imkânsız öznel bir duyguyla özdeşleştirilir. Luhmann tam tersine mahrem ilişkilerde yaşanan duygusal deneyimi ve bu ilişki tipine has iletişim biçimini mümkün kılan semantik bir kod olarak odaklanır aşka. Böylece farklılaşmış ve özerkleşmiş alt-sistemlerden oluşan modern toplumsal sistemde tutkulu aşka dayanan evlilik kurumunun kendine özgü yerini sağlayan öznel boyutun tarihsel seyrini gözler önüne serer. Bununla birlikte, Luhmann, modern toplumlarda tutkulu aşka dayalı mahrem ilişkilerin evlilik kurumuna hapsedilmesiyle sonuçlanan sürecin bir yanda tutkulu aşka dair semantiğin hem dostluğu içeren mahrem ilişkilerden hem de ilahi aşktan kopmasına, diğer yandan da aile kurumunun ekonomi, siyaset, hukuk gibi kurumlardan ayrışmasına dayandığını ve nihayetinde bu kurumsal ve semantik koşulların bir araya gelmesiyle mümkün olduğunu gösteriyor. Dahası, tüm bunları trabodur şiirlerinden on sekizinci yüzyıl Fransız edebiyatına oradan da on dokuzuncu yüzyıl Romantizmine uzanan geniş yelpazedeki edebi metinler demetini işleyerek yapıyor.
Bu yüzden, Tutku Olarak Aşk'ın, ister Parsons sonrası sistem teorisini Luhmann'ın nasıl revize ettiğini görmek isteyen sosyal teori okurları olsun isterse de aşk deneyiminin modern toplumlardaki konumu ve seyrine ilgi duyanlar olsun birçok okurun empirik içeriği ve teorik kabulleriyle önemli dersler çıkarılabileceği bir eser olduğu kesin.
Bu kitapta aşk ne psiko-fizyolojik mekanizmalara bağlı değişmez ve evrensel bir bilişsel sürece indirgenir ne de herkesin kendine özgü bir şekilde yaşadığı, hakkında konuşulması ve kavramsallaştırılması imkânsız öznel bir duyguyla özdeşleştirilir. Luhmann tam tersine mahrem ilişkilerde yaşanan duygusal deneyimi ve bu ilişki tipine has iletişim biçimini mümkün kılan semantik bir kod olarak odaklanır aşka. Böylece farklılaşmış ve özerkleşmiş alt-sistemlerden oluşan modern toplumsal sistemde tutkulu aşka dayanan evlilik kurumunun kendine özgü yerini sağlayan öznel boyutun tarihsel seyrini gözler önüne serer. Bununla birlikte, Luhmann, modern toplumlarda tutkulu aşka dayalı mahrem ilişkilerin evlilik kurumuna hapsedilmesiyle sonuçlanan sürecin bir yanda tutkulu aşka dair semantiğin hem dostluğu içeren mahrem ilişkilerden hem de ilahi aşktan kopmasına, diğer yandan da aile kurumunun ekonomi, siyaset, hukuk gibi kurumlardan ayrışmasına dayandığını ve nihayetinde bu kurumsal ve semantik koşulların bir araya gelmesiyle mümkün olduğunu gösteriyor. Dahası, tüm bunları trabodur şiirlerinden on sekizinci yüzyıl Fransız edebiyatına oradan da on dokuzuncu yüzyıl Romantizmine uzanan geniş yelpazedeki edebi metinler demetini işleyerek yapıyor.
Bu yüzden, Tutku Olarak Aşk'ın, ister Parsons sonrası sistem teorisini Luhmann'ın nasıl revize ettiğini görmek isteyen sosyal teori okurları olsun isterse de aşk deneyiminin modern toplumlardaki konumu ve seyrine ilgi duyanlar olsun birçok okurun empirik içeriği ve teorik kabulleriyle önemli dersler çıkarılabileceği bir eser olduğu kesin.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.