Osmanlılar Batılıları afyon, kahve ve lalelerin verdiği zevkle tanıştırdılar. Buna karşılık Avrupalılar 17. yüzyıl başında Osmanlılara tütün ihraç etti. Osmanlı İmparatorluğu sakinleri kısa bir süre içinde kelimenin tam anlamıyla “dumanaltı” olunca ulema bu yeni icat nesnenin tehlikelerini fark ederek tütün içmeye karşı çıktıysa da, bir işe yaramadı. Tütün içenlerin sayısı hızla arttı, kahvehaneler açıldı. Tütün içmeye karşı çıkanlardan biri de 1631 ya da 1634'te doğmuş olan Ahmed er-Rûmî el-Akhisârî'ydi.
19. yüzyılda Hindistan'da bile etkisi hissedilen Anadolulu bu âlim, kendi ülkesinde unutulup gitti. Akhisârî'nin yazdığı risale tütün içme karşıtı Arapça en eski metinlerden biridir. Savları Kuran'a, hadislere ve tıbba dayanır. Yahya Michot, risaleye yazdığı sunuşta bu savları yazarın diğer eserleri ve yaşadığı çağ bağlamında ele alıyor, Akhisârî'nin kişiliğini, Birgivî ve Kadızade'den Kâtip Çelebi ve Nabulusî'ye kadar diğer Osmanlı ulemasının görüşleriyle karşılaştırarak inceliyor. Kitapta er-Risâletü'd-duhâniye'nin Arapça tam metni ve Türkçeye çevirisi de yer alıyor. Yahya Michot 1998-2008'de Oxford Üniversitesi'nde İslam teolojisi dersleri verdi. Şimdi Connecticut Hartford Seminary'de İslam Araştırmaları ve Hıristiyan-Müslüman ilişkileri profesörüdür. Memluklar dönemi Mısırında haşhaş ve sufizm üzerine (2001) ve Osmanlılarda afyon ve kahve üzerine (2008) kitapları vardır.