#smrgKİTABEVİ Tutunmak - 2016

Kondisyon:
Yeni
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
ISBN-10:
9789944611602
Kargoya Teslim Süresi:
4&6
Hazırlayan:
Resimleyen: Erkal Yavi
Cilt:
Amerikan Cilt
Stok Kodu:
1199017544
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
152 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2016
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
92,30
Havale/EFT ile: 89,53
Siparişiniz 4&6 iş günü arasında kargoda
1199017544
403665
Tutunmak -        2016
Tutunmak - 2016 #smrgKİTABEVİ
92.30
"Kimseye kendini göstermek istemiyorum artık" dedi pasajın girişindeki ayna. "Her bakış benden bir şey götürüyor." Anlamaz baktığımı görünce derin derin soludu, "İçlerini de görebiliyorum nicedir, önümde duran çürük cevizlerin…" dedi. "Yansıttığımsa bambaşka, cilalı suretler…"

Hayat denen sonsuz deryada, değerlerin azgın dalgalar arasında yer değiştirdiğini bir aynanın gözünden yansıtırken ne öğretmektir derdi yazarın, ne sanat yapmak... Git gide büyüyen, göz alan kâğıt hışırtılarının altındaki yaranın fotoğrafını çekmektir amacı, buz dağının dev kütlesine ulaşmak...

Zeytin karası aşklardan, su yeşili dostluklardan, rengi sarı, tadı yeşil ilişkilerden geçenlerin sesine kulak veriyor; kan kırmızı nar şerbetidir hayat onlara göre. Çatalcalı, kırmızının bin bir tonunu katar satırlarına, kıyı hikâyelerinde.

Ak güvercinin kanadındaki kara lekeden sual eyler, hangi uçama-ma-ların izi olduğunu. Yerçekimine karşı koyamayanların yok olup gittiği bir dünyada güçsüz kanatların tüylerini fırçasıyla çoğaltır, sözcükleriyle besler.

Çatalcalı hikâyelerinin sonuna gelindiğinde nokta acıtır, bıçak kesiği gibi… Oysa asıl orada başlamaktadır hikâyelerinin yolculuğu, okurun zihninde henüz doğmuş gibi, büyüyüp serpilecekmiş gibi…

"Kimseye kendini göstermek istemiyorum artık" dedi pasajın girişindeki ayna. "Her bakış benden bir şey götürüyor." Anlamaz baktığımı görünce derin derin soludu, "İçlerini de görebiliyorum nicedir, önümde duran çürük cevizlerin…" dedi. "Yansıttığımsa bambaşka, cilalı suretler…"

Hayat denen sonsuz deryada, değerlerin azgın dalgalar arasında yer değiştirdiğini bir aynanın gözünden yansıtırken ne öğretmektir derdi yazarın, ne sanat yapmak... Git gide büyüyen, göz alan kâğıt hışırtılarının altındaki yaranın fotoğrafını çekmektir amacı, buz dağının dev kütlesine ulaşmak...

Zeytin karası aşklardan, su yeşili dostluklardan, rengi sarı, tadı yeşil ilişkilerden geçenlerin sesine kulak veriyor; kan kırmızı nar şerbetidir hayat onlara göre. Çatalcalı, kırmızının bin bir tonunu katar satırlarına, kıyı hikâyelerinde.

Ak güvercinin kanadındaki kara lekeden sual eyler, hangi uçama-ma-ların izi olduğunu. Yerçekimine karşı koyamayanların yok olup gittiği bir dünyada güçsüz kanatların tüylerini fırçasıyla çoğaltır, sözcükleriyle besler.

Çatalcalı hikâyelerinin sonuna gelindiğinde nokta acıtır, bıçak kesiği gibi… Oysa asıl orada başlamaktadır hikâyelerinin yolculuğu, okurun zihninde henüz doğmuş gibi, büyüyüp serpilecekmiş gibi…

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat