#smrgDERGİ Üç Aylık Yeni Deniz Mecmuası : Çevre Buzulları Kaybediyoruz - Sayı: 22 Eylül 2021

Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
ISBN-10:
1199016302
Kargoya Teslim Süresi:
1&3
Hazırlayan:
Stok Kodu:
1199016302
Boyut:
20x26
Sayfa Sayısı:
128
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2021
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
1. Hamur
Dili:
Türkçe
indirimli
51,00
Havale/EFT ile: 49,47
Stoktan teslim
1199016302
402425
Üç Aylık Yeni Deniz Mecmuası : Çevre Buzulları Kaybediyoruz - Sayı: 22      Eylül 2021
Üç Aylık Yeni Deniz Mecmuası : Çevre Buzulları Kaybediyoruz - Sayı: 22 Eylül 2021 #smrgDERGİ
51.00
Ünlü şairimiz Nâzım Hikmet'in “Dörtnala gelip Uzak Asya'dan / Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket bizim” dizelerinde de yer bulan Anadolu coğrafyası, biz Türklerin denizcilik yaşamını her zaman olumlu yönde etkilemiş ve kalıcı bir kültürün oluşmasına da neden olmuş. Günümüzde, özellikle Mavi Vatan'ımızı çevreleyen denizlerimiz ülkemiz ve ulusumuz için olanaklarla dolu. Denizcilik alanında önemli birikimlere sahibiz. Belki de bunun içindir ki Mustafa Kemal Atatürk, TBMM'nin 1937 yılında, V. dönem 3'üncü yasama yılı açılışı için yaptığı konuşmasında “En güzel coğrafi konumda ve üç tarafı denizlerle sarılmış olan Türkiye; endüstrisi, ticareti ve sporu ile ileri düzey denizci millet yetiştirmek kabiliyetindedir. Bu kabiliyetten istifadeyi bilmeliyiz; denizciliği, Türk'ün büyük millî ülküsü olarak düşünmeli ve onu en kısa zamanda başarmalıyız” deyişi ile denizciliğin, ülkemiz açısından ifade ettiği büyük önemi, “Millî” sözcüğünü kullanarak ortaya koymuştur. Türk Kurtuluş Savaşı sırasında Türk ordusu, I. ve II. İnönü Muharebeleri, Sakarya Meydan Muharebesi ve son olarak bugünlerde 99. yıldönümünü büyük bir onurla kutladığımız Büyük Taarruz ile zaferi temin etti. Bu başarıların her safhası, asker-sivil Türk denizcilerinin derme çatma gemilerle, ölümü göze alarak fedakârca yaptıkları lojistik nakliyatla yakından ilişkilidir. Tarihin her döneminde olduğu gibi, deniz gücü, belki savaşı tek başına kazanamamıştır ama onun desteklemediği bir savaşın da kazanıldığı görülmemiştir. Denizde cepheler yoktur, ancak Kurtuluş Savaşı'mızda da zafere giden yolu binbir zorlukla açan başarıların sahibi, çoğunun adı sanı bile bilinmez ve mezarları deniz olan denizcilerdir. Türk denizcilik tarihinin önemli dönüm noktalarından biri olan Preveze Deniz Zaferi'nin 483. yıldönümünü de coşkuyla kutluyoruz. Kaptan-ı Derya Barbaros Hayrettin Paşa tarafından, Andrea Doria komutasındaki sayıca üstün ve çok güçlü Haçlı Donanması karşısında elde edilen bu büyük zafer, Akdeniz'deki Türk hâkimiyetini tam anlamıyla pekiştirmişti. Bize bu ulusal denizcilik gururunu yaşatan denizci atalarımızı saygıyla, minnetle anıyoruz. Ülkemiz, görkemli bir coğrafyaya ve biyolojik çeşitliliğe sahip. Üç kıtanın kesiştiği çok özel topraklarda yaşıyoruz. Ancak, hoyratça kullandığımız ve tahrip ettiğimiz doğal kaynaklarımızı gün geçtikçe hızla yitirmekteyiz. Akarsularımız, göllerimiz, denizlerimiz artarak kirleniyor. En son Marmara Denizi'nde karşılaştığımız “Deniz salyası”nı, büyük bir kötü geleceğin habercisi olarak görmemiz gerek. Ya Akdeniz bölgesinde yaşadığımız yıkıcı orman yangınları… Çevre söz konusu olduğunda “Saygı” ve “Sorumluluk” kavramları etik birer kavram olarak karşımıza çıkıyor. Etik bir davranış olan çevreye saygı, kişinin içinde yaşadığı toplumsal ve doğal çevreye olan yaklaşımının da bir göstergesi. Unutmayalım ki, hepimiz yeryüzünün kiracılarıyız. Bu sayımızda da ilginizi çekeceğine emin olduğumuz çok değerli çalışmalarla karşınızdayız. Levent Akson, buzulların erimesi nedeniyle oluşabilecek çevre sorununa dikkati çekiyor. Cem Gürdeniz, II. Abdülhamit'in donanmayı Haliç'e kilitleyerek yaptığı stratejik hatayı ve sonuçlarını tüm çıplaklığıyla dile getirmiş. Vusal Hasanzadeh, Hazar Denizi'ndeki ekolojik sorunları, çözüm yollarıyla birlikte ele almış. Ali Rıza İşipek, Preveze Deniz Zaferi'ni farklı bir gözle incelemiş. Büyük Zafer'e giden yolda verilen Milli Mücadele'nin denizci kahramanları Ayhan Edin'in kalemiyle efsaneleşmiş. Talip Özcengiz, özgün şiirleriyle bezediği yazısında Tirhaldil'i, kendine has üslubuyla tanıtıyor. Mehmet Ali Sökmen, denizlerimizi daha fazla gecikmeden korumamız gerektiğini yüksek sesle ve şiirsel olarak haykırıyor. Ersin Elikoğlu, Mavi Vatan'ı jeopolitik zorunluluk olarak ele alırken, Hasan Erel de denizci ülkelerin jeopolitik felsefelerinin kurucusu olan amiralleri irdelemiş. İnsansız deniz araçları üretimindeki milli çabalar Ferhan Oral'ın akıcı üslubuyla sunuluyor. Doğan Hacipoğlu, Türk denizaltıcılığının doğuşunu ilginç anekdotlarla gözler önüne seriyor. Ege ve Doğu Akdeniz'de Bronz Çağı gemilerinin arma donanımları, Derya Şerif Yarkın'a göre, günümüz uygulamalarının alfabesi. Denize çıkan herkesin önemsemesi gereken sağlık sorunlarına Dr. Barbaros Hayrettin Uzuner, bir devlet politikası gözüyle bakıyor ve konunun önemine dikkat çekiyor. Sitem Ateş, gemi yaşantısına çok farklı bir açıdan bakıyor. Rock dünyasındaki haklı yükselişini sürdüren, amatör denizci müzisyen Demirhan Baylan ile söyleşi, buram buram deniz kokuyor. Güneş Atay'ın çizgi roman kahramanı Corto Maltese'yi anlattığı yazısı tüm okurların dikkatini çekecek. Aydın Eken'in bir tarih belgesi olarak sunduğu “Tersanelerimiz” konusu da bu sayımızda devam ediyor. İyi okumalar… Rüzgârınız kolayına olsun!
Ünlü şairimiz Nâzım Hikmet'in “Dörtnala gelip Uzak Asya'dan / Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket bizim” dizelerinde de yer bulan Anadolu coğrafyası, biz Türklerin denizcilik yaşamını her zaman olumlu yönde etkilemiş ve kalıcı bir kültürün oluşmasına da neden olmuş. Günümüzde, özellikle Mavi Vatan'ımızı çevreleyen denizlerimiz ülkemiz ve ulusumuz için olanaklarla dolu. Denizcilik alanında önemli birikimlere sahibiz. Belki de bunun içindir ki Mustafa Kemal Atatürk, TBMM'nin 1937 yılında, V. dönem 3'üncü yasama yılı açılışı için yaptığı konuşmasında “En güzel coğrafi konumda ve üç tarafı denizlerle sarılmış olan Türkiye; endüstrisi, ticareti ve sporu ile ileri düzey denizci millet yetiştirmek kabiliyetindedir. Bu kabiliyetten istifadeyi bilmeliyiz; denizciliği, Türk'ün büyük millî ülküsü olarak düşünmeli ve onu en kısa zamanda başarmalıyız” deyişi ile denizciliğin, ülkemiz açısından ifade ettiği büyük önemi, “Millî” sözcüğünü kullanarak ortaya koymuştur. Türk Kurtuluş Savaşı sırasında Türk ordusu, I. ve II. İnönü Muharebeleri, Sakarya Meydan Muharebesi ve son olarak bugünlerde 99. yıldönümünü büyük bir onurla kutladığımız Büyük Taarruz ile zaferi temin etti. Bu başarıların her safhası, asker-sivil Türk denizcilerinin derme çatma gemilerle, ölümü göze alarak fedakârca yaptıkları lojistik nakliyatla yakından ilişkilidir. Tarihin her döneminde olduğu gibi, deniz gücü, belki savaşı tek başına kazanamamıştır ama onun desteklemediği bir savaşın da kazanıldığı görülmemiştir. Denizde cepheler yoktur, ancak Kurtuluş Savaşı'mızda da zafere giden yolu binbir zorlukla açan başarıların sahibi, çoğunun adı sanı bile bilinmez ve mezarları deniz olan denizcilerdir. Türk denizcilik tarihinin önemli dönüm noktalarından biri olan Preveze Deniz Zaferi'nin 483. yıldönümünü de coşkuyla kutluyoruz. Kaptan-ı Derya Barbaros Hayrettin Paşa tarafından, Andrea Doria komutasındaki sayıca üstün ve çok güçlü Haçlı Donanması karşısında elde edilen bu büyük zafer, Akdeniz'deki Türk hâkimiyetini tam anlamıyla pekiştirmişti. Bize bu ulusal denizcilik gururunu yaşatan denizci atalarımızı saygıyla, minnetle anıyoruz. Ülkemiz, görkemli bir coğrafyaya ve biyolojik çeşitliliğe sahip. Üç kıtanın kesiştiği çok özel topraklarda yaşıyoruz. Ancak, hoyratça kullandığımız ve tahrip ettiğimiz doğal kaynaklarımızı gün geçtikçe hızla yitirmekteyiz. Akarsularımız, göllerimiz, denizlerimiz artarak kirleniyor. En son Marmara Denizi'nde karşılaştığımız “Deniz salyası”nı, büyük bir kötü geleceğin habercisi olarak görmemiz gerek. Ya Akdeniz bölgesinde yaşadığımız yıkıcı orman yangınları… Çevre söz konusu olduğunda “Saygı” ve “Sorumluluk” kavramları etik birer kavram olarak karşımıza çıkıyor. Etik bir davranış olan çevreye saygı, kişinin içinde yaşadığı toplumsal ve doğal çevreye olan yaklaşımının da bir göstergesi. Unutmayalım ki, hepimiz yeryüzünün kiracılarıyız. Bu sayımızda da ilginizi çekeceğine emin olduğumuz çok değerli çalışmalarla karşınızdayız. Levent Akson, buzulların erimesi nedeniyle oluşabilecek çevre sorununa dikkati çekiyor. Cem Gürdeniz, II. Abdülhamit'in donanmayı Haliç'e kilitleyerek yaptığı stratejik hatayı ve sonuçlarını tüm çıplaklığıyla dile getirmiş. Vusal Hasanzadeh, Hazar Denizi'ndeki ekolojik sorunları, çözüm yollarıyla birlikte ele almış. Ali Rıza İşipek, Preveze Deniz Zaferi'ni farklı bir gözle incelemiş. Büyük Zafer'e giden yolda verilen Milli Mücadele'nin denizci kahramanları Ayhan Edin'in kalemiyle efsaneleşmiş. Talip Özcengiz, özgün şiirleriyle bezediği yazısında Tirhaldil'i, kendine has üslubuyla tanıtıyor. Mehmet Ali Sökmen, denizlerimizi daha fazla gecikmeden korumamız gerektiğini yüksek sesle ve şiirsel olarak haykırıyor. Ersin Elikoğlu, Mavi Vatan'ı jeopolitik zorunluluk olarak ele alırken, Hasan Erel de denizci ülkelerin jeopolitik felsefelerinin kurucusu olan amiralleri irdelemiş. İnsansız deniz araçları üretimindeki milli çabalar Ferhan Oral'ın akıcı üslubuyla sunuluyor. Doğan Hacipoğlu, Türk denizaltıcılığının doğuşunu ilginç anekdotlarla gözler önüne seriyor. Ege ve Doğu Akdeniz'de Bronz Çağı gemilerinin arma donanımları, Derya Şerif Yarkın'a göre, günümüz uygulamalarının alfabesi. Denize çıkan herkesin önemsemesi gereken sağlık sorunlarına Dr. Barbaros Hayrettin Uzuner, bir devlet politikası gözüyle bakıyor ve konunun önemine dikkat çekiyor. Sitem Ateş, gemi yaşantısına çok farklı bir açıdan bakıyor. Rock dünyasındaki haklı yükselişini sürdüren, amatör denizci müzisyen Demirhan Baylan ile söyleşi, buram buram deniz kokuyor. Güneş Atay'ın çizgi roman kahramanı Corto Maltese'yi anlattığı yazısı tüm okurların dikkatini çekecek. Aydın Eken'in bir tarih belgesi olarak sunduğu “Tersanelerimiz” konusu da bu sayımızda devam ediyor. İyi okumalar… Rüzgârınız kolayına olsun!
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat