#smrgKİTABEVİ Üç Devirde Gördüklerim: Hakayıkül-Beyan fi Eşkalil-Ezman yahut (Ne Derekeye İnmiştik Ne Dereceye Çıktık) CİLTLİ - 2011
“Daha dün gece Ali Bey'in köşkünde ahenk yapan hanendeler ''endişe-i âtî gamm-ı mazi neden olsun, isterse vatan gurbet ve gurbet vatan olsun'' diyorlardı. Allah-ı zü'l-celal ümmet-i islamiye hakkında menfaatli olanı inayet ve ihsan etsin, dedim ise de uyku tutmadı. Reşid Paşanın NureddinBey tarafından hediye edilen Âsar-ı Siyasiye'si kitabıyla Fazıl Mustafa Paşanın istinsah ettiğim Paris mektubunu tekrar gözden geçirmeye meşgul oldum.”
“Mektubun baş tarafında paşa-yı müşarünileyh ''Padişahların sarayına en güç giren şey doğruluktur, onların tarafında bulunan kimseler doğruluğu kendilerinden bile saklarlar, çünkü bunlar hasr-ı inzâr ettikleri hükümet lezzeti içinde ve merkezinde yaşadıklarından ahalinin çektiği zahmet yine ahalinin tembelliklerinden zannederler. Devletlerin zaafa düşmesi, çaresi bulunamayan vukuat-ı kevniyedendir zu'ununda bulunurlar'' diyordu Böcüzâde Süleyman Sami
“Daha dün gece Ali Bey'in köşkünde ahenk yapan hanendeler ''endişe-i âtî gamm-ı mazi neden olsun, isterse vatan gurbet ve gurbet vatan olsun'' diyorlardı. Allah-ı zü'l-celal ümmet-i islamiye hakkında menfaatli olanı inayet ve ihsan etsin, dedim ise de uyku tutmadı. Reşid Paşanın NureddinBey tarafından hediye edilen Âsar-ı Siyasiye'si kitabıyla Fazıl Mustafa Paşanın istinsah ettiğim Paris mektubunu tekrar gözden geçirmeye meşgul oldum.”
“Mektubun baş tarafında paşa-yı müşarünileyh ''Padişahların sarayına en güç giren şey doğruluktur, onların tarafında bulunan kimseler doğruluğu kendilerinden bile saklarlar, çünkü bunlar hasr-ı inzâr ettikleri hükümet lezzeti içinde ve merkezinde yaşadıklarından ahalinin çektiği zahmet yine ahalinin tembelliklerinden zannederler. Devletlerin zaafa düşmesi, çaresi bulunamayan vukuat-ı kevniyedendir zu'ununda bulunurlar'' diyordu Böcüzâde Süleyman Sami