#smrgSAHAF Üçleme: Molloy / Malone Ölüyor / Adlandırılamayan -

Basıldığı Matbaa:
Mart Matbaacılık
Dizi Adı:
Edebiyat Dizisi
ISBN-10:
9789755391526
Kargoya Teslim Süresi:
1&3
Stok Kodu:
1199146144
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
432 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
3
Basım Tarihi:
2015
Çeviren:
Uğur Ün
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199146144
532307
Üçleme: Molloy / Malone Ölüyor / Adlandırılamayan -
Üçleme: Molloy / Malone Ölüyor / Adlandırılamayan - #smrgSAHAF
0.00
20. yüzyılın en büyük yazarlarından Nobel Ödüllü İrlandalı yazar Samuel Beckett'in Watt ve Murhpy'sinin ardından Molloy, Malone Ölüyor ve Adlandırılamayan adlı romanlarından oluşan ünlü Üçleme'sini okurlarımıza sunuyoruz. Beckett'in en önemli yapıtları olarak görülen her üç romanda da tek bir kişinin çeşitlemeleri denebilecek antikahramanlar, bedensel yetilerini yitirirken, varoluşlarını yalnızca ussal düzlemde duyumsar ve sözün içinde yaşamaya başlarlar...

Molloy, koltuk değnekleriyle kent dışında bir çukurun dibinde fiziksel çöküşünün tamamlanmasını beklerken modern insanın metafizik serüvenini dile getirir: "Çürümek de yaşamaktır..." Yaşlı ve felçli olan Malone, ölüme, "bedeninin karar vermesini" beklerken yaşamdan elinde kalan tek gücü kullanır: Kendi kendine anlattığı gerçekle düş arası öykülerle, ölüme giden devinimi içinde bilinçsel ben'ini, bedensel ben'inin çöküşüne tanık kılar. Molloy'un koltuk değnekleri gibi, Malone'un da fizik dünyayla ilişkisini ucu kancalı bir sopa sağlar: Her ikisi de uygarlığın yıkıntıları içinde, "çürüme süreçlerine bir çeşni" katmaktan geri kalmaksızın, koltuk değnekleri ve sopalarıyla, kendilerine yaşamdan ölüme, dilden mutlak sessizliğe giden yolu açmaya çalışırlar. Adlandırılamayan'ın bir kafayla, neredeyse bir ağızla özdeşleşen anlatıcısı ise insanlık durumunun tüm bulantı veren yanlarını okura haykırır...

Beckett, yaşamı parça parça bütünleşen bir karanlık gibi görmeye çağırır okurunu. Esas olanın acı çekmek olduğunu düşünür. Uzlaşmazlık, anlamsızlık gibi kavramların sert havasını yumuşatan aşktan, arzudan, çalışkanlıktan asla söz etmez. Yaşamla bağlarının sonuna gelmiş, anlamlı bir varoluş iddiasını ya da gerekçesini yitirmiş yaşlı, sakat ve kendini ifade etmekten aciz insanlardır anlattıkları. Belki de hiçbir yazar güçsüzlüğün ne demek olduğunu Beckett kadar iyi anlatamamıştır...

Tekil okumayla yetinmeyen okurlar için...

20. yüzyılın en büyük yazarlarından Nobel Ödüllü İrlandalı yazar Samuel Beckett'in Watt ve Murhpy'sinin ardından Molloy, Malone Ölüyor ve Adlandırılamayan adlı romanlarından oluşan ünlü Üçleme'sini okurlarımıza sunuyoruz. Beckett'in en önemli yapıtları olarak görülen her üç romanda da tek bir kişinin çeşitlemeleri denebilecek antikahramanlar, bedensel yetilerini yitirirken, varoluşlarını yalnızca ussal düzlemde duyumsar ve sözün içinde yaşamaya başlarlar...

Molloy, koltuk değnekleriyle kent dışında bir çukurun dibinde fiziksel çöküşünün tamamlanmasını beklerken modern insanın metafizik serüvenini dile getirir: "Çürümek de yaşamaktır..." Yaşlı ve felçli olan Malone, ölüme, "bedeninin karar vermesini" beklerken yaşamdan elinde kalan tek gücü kullanır: Kendi kendine anlattığı gerçekle düş arası öykülerle, ölüme giden devinimi içinde bilinçsel ben'ini, bedensel ben'inin çöküşüne tanık kılar. Molloy'un koltuk değnekleri gibi, Malone'un da fizik dünyayla ilişkisini ucu kancalı bir sopa sağlar: Her ikisi de uygarlığın yıkıntıları içinde, "çürüme süreçlerine bir çeşni" katmaktan geri kalmaksızın, koltuk değnekleri ve sopalarıyla, kendilerine yaşamdan ölüme, dilden mutlak sessizliğe giden yolu açmaya çalışırlar. Adlandırılamayan'ın bir kafayla, neredeyse bir ağızla özdeşleşen anlatıcısı ise insanlık durumunun tüm bulantı veren yanlarını okura haykırır...

Beckett, yaşamı parça parça bütünleşen bir karanlık gibi görmeye çağırır okurunu. Esas olanın acı çekmek olduğunu düşünür. Uzlaşmazlık, anlamsızlık gibi kavramların sert havasını yumuşatan aşktan, arzudan, çalışkanlıktan asla söz etmez. Yaşamla bağlarının sonuna gelmiş, anlamlı bir varoluş iddiasını ya da gerekçesini yitirmiş yaşlı, sakat ve kendini ifade etmekten aciz insanlardır anlattıkları. Belki de hiçbir yazar güçsüzlüğün ne demek olduğunu Beckett kadar iyi anlatamamıştır...

Tekil okumayla yetinmeyen okurlar için...

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat