#smrgKİTABEVİ Ud Çalan Kadınlar - Sana Michelin'li Sofralardan Baktım Aziz İstanbul - 2024
Editör:
Bilal Acarözmen
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Denzi Ofset Matbaa
Dizi Adı:
Deneme
ISBN-10:
6052653456
Kargoya Teslim Süresi:
4&6
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
272
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2024
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
156,40
Havale/EFT ile:
151,71
Bu üründen 1 adet satın alınmıştır.
Siparişiniz 4&6 iş günü arasında kargoda
1199224748
612384
https://www.simurgkitabevi.com/ud-calan-kadinlar-sana-michelinli-sofralardan-baktim-aziz-istanbul-2024
Ud Çalan Kadınlar - Sana Michelin'li Sofralardan Baktım Aziz İstanbul - 2024 #smrgKİTABEVİ
156.40
İstanbul'un yakın tarihine, yeme-içme kültürüne, eski-yeni ve gelecekteki insanına dokunan bir hayat kitabı: Ud Çalan Kadınlar – Sana Michelin'li Sofralardan Baktım Aziz İstanbul.
Reha Tanör, dünyanın en tipik köprülerinden biri sayılan Galata Köprüsü'nden ünlü Camondo Merdivenleri'ne, Fatih-Harbiye'deki Neriman'ın udla tango arasındaki gelgitinden darbe dönemlerinde yaralanan benliklerimize kadar; dünü, bugünü ve yarını, lezzetli sohbet sofralarında değerlendirdiği denemeleriyle çıkıyor okur karşısına. Türkiye'de geleceği kuracak kadınların niteliklerini, ekonomik çaresizliğin kadın-erkek eşitsizliğini nasıl yıkacağını; kültüre, tarihe ve mizaha dokunan kalemiyle işliyor sayfalarında.
“‘Ben dün gece hovardalıkta idim. Maksim'e gittim, para yedim.'
‘Kimmiş bu hovarda?'
‘Neriman.'
‘Neriman mı?'
‘Evet Kerimcan ya da İrfancan falan değil, Neriman.'
‘Kime söylemiş?'
‘Evlenmeye hazırlandığı Şinasi'ye. Üstelik eklemiş, Macit'le beraberdik, diye.' ‘Yok canım? Sen nereden biliyorsun?'
‘Fatih-Harbiye tramvayında öğrendim.'”
Reha Tanör, dünyanın en tipik köprülerinden biri sayılan Galata Köprüsü'nden ünlü Camondo Merdivenleri'ne, Fatih-Harbiye'deki Neriman'ın udla tango arasındaki gelgitinden darbe dönemlerinde yaralanan benliklerimize kadar; dünü, bugünü ve yarını, lezzetli sohbet sofralarında değerlendirdiği denemeleriyle çıkıyor okur karşısına. Türkiye'de geleceği kuracak kadınların niteliklerini, ekonomik çaresizliğin kadın-erkek eşitsizliğini nasıl yıkacağını; kültüre, tarihe ve mizaha dokunan kalemiyle işliyor sayfalarında.
“‘Ben dün gece hovardalıkta idim. Maksim'e gittim, para yedim.'
‘Kimmiş bu hovarda?'
‘Neriman.'
‘Neriman mı?'
‘Evet Kerimcan ya da İrfancan falan değil, Neriman.'
‘Kime söylemiş?'
‘Evlenmeye hazırlandığı Şinasi'ye. Üstelik eklemiş, Macit'le beraberdik, diye.' ‘Yok canım? Sen nereden biliyorsun?'
‘Fatih-Harbiye tramvayında öğrendim.'”
İstanbul'un yakın tarihine, yeme-içme kültürüne, eski-yeni ve gelecekteki insanına dokunan bir hayat kitabı: Ud Çalan Kadınlar – Sana Michelin'li Sofralardan Baktım Aziz İstanbul.
Reha Tanör, dünyanın en tipik köprülerinden biri sayılan Galata Köprüsü'nden ünlü Camondo Merdivenleri'ne, Fatih-Harbiye'deki Neriman'ın udla tango arasındaki gelgitinden darbe dönemlerinde yaralanan benliklerimize kadar; dünü, bugünü ve yarını, lezzetli sohbet sofralarında değerlendirdiği denemeleriyle çıkıyor okur karşısına. Türkiye'de geleceği kuracak kadınların niteliklerini, ekonomik çaresizliğin kadın-erkek eşitsizliğini nasıl yıkacağını; kültüre, tarihe ve mizaha dokunan kalemiyle işliyor sayfalarında.
“‘Ben dün gece hovardalıkta idim. Maksim'e gittim, para yedim.'
‘Kimmiş bu hovarda?'
‘Neriman.'
‘Neriman mı?'
‘Evet Kerimcan ya da İrfancan falan değil, Neriman.'
‘Kime söylemiş?'
‘Evlenmeye hazırlandığı Şinasi'ye. Üstelik eklemiş, Macit'le beraberdik, diye.' ‘Yok canım? Sen nereden biliyorsun?'
‘Fatih-Harbiye tramvayında öğrendim.'”
Reha Tanör, dünyanın en tipik köprülerinden biri sayılan Galata Köprüsü'nden ünlü Camondo Merdivenleri'ne, Fatih-Harbiye'deki Neriman'ın udla tango arasındaki gelgitinden darbe dönemlerinde yaralanan benliklerimize kadar; dünü, bugünü ve yarını, lezzetli sohbet sofralarında değerlendirdiği denemeleriyle çıkıyor okur karşısına. Türkiye'de geleceği kuracak kadınların niteliklerini, ekonomik çaresizliğin kadın-erkek eşitsizliğini nasıl yıkacağını; kültüre, tarihe ve mizaha dokunan kalemiyle işliyor sayfalarında.
“‘Ben dün gece hovardalıkta idim. Maksim'e gittim, para yedim.'
‘Kimmiş bu hovarda?'
‘Neriman.'
‘Neriman mı?'
‘Evet Kerimcan ya da İrfancan falan değil, Neriman.'
‘Kime söylemiş?'
‘Evlenmeye hazırlandığı Şinasi'ye. Üstelik eklemiş, Macit'le beraberdik, diye.' ‘Yok canım? Sen nereden biliyorsun?'
‘Fatih-Harbiye tramvayında öğrendim.'”
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.