Sosyalist enternasyonalizm milliyetçi ideolojiye karşı olsa da; bu, hiçbir şekilde, onun ulusların tarihsel ve kültürel geleneklerini reddettiği anlamına gelmez. Tıpkı her ülkenin enternasyonalist hareketlerinin ulusal dillerini konuşmak zorunda olması gibi, ulusal tarih ve kültürün dilinin konuşulması gerekir, özellikle de bu kültür ezilen bir kültürse. Lenin'in kabul ettiği gibi her ûlusal kültür ve tarih işçi sınıfının sosyalist kültürü tarafından özümsenmesi gereken demokratik, ilerici, devrimci yönlere ve uzlaşmaz biçimde savaşılması gereken gerici, şoven ve karanlık yönlere sahiptir.
Enternasyonalistlerin görevi, dünya sosyalist hareketinin kültürel ve tarihsel mirasını kendi halklarının kültür ve geleneklerinin, çoğu zaman burjuva ideolojisi tarafından çarpıtılmış ya da gizlenmiş ve egemen sınıfların resmi kültürü tarafından örtbas edilmiş radikal ve yıkıcı boyutunu kaynaştırmaktır. Marksistler, devrimci mücadelelerde toplumsal formasyonların ulusal özgüllüklerini hesaba kattıkları gibi, ideolojik mücadelelerde de kendi tarih ve kültürleriyle ulusal özgüllüklerini bütünleştirmek durumundadırlar. (Arka kapaktan)