#smrgKİTABEVİ Üniversite Sosyal Bilimler ve Düşünce Dünyamız - Eleştirel Notlar - 2025

Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Tarcan Matbaa
ISBN-10:
6059823852
Kargoya Teslim Süresi:
4&6
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Stok Kodu:
1199238675
Boyut:
13x19
Sayfa Sayısı:
274
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
270,00
Havale/EFT ile: 259,23
Siparişiniz 4&6 iş günü arasında kargoda
1199238675
625856
Üniversite Sosyal Bilimler ve Düşünce Dünyamız - Eleştirel Notlar -        2025
Üniversite Sosyal Bilimler ve Düşünce Dünyamız - Eleştirel Notlar - 2025 #smrgKİTABEVİ
270.00
Üniversitelerin devlete bağımlılığı, maddi yoksunluklar, sınırlı ifade hürriyeti gibi yapısal denebilecek sorunlar sosyal bilimler ve düşünce hayatımızdaki kısırlığı açıklamakta ne ölçüde yeterli?
İki zıt kutup olarak birbirini besleyen evrenselcilik ve yerlicilik eğilimlerini besleyen dinamikler neler?

Ana akım sosyal bilim çevrelerinde Batı merkezciliğin sorgulanmasına yönelik çekingenlik nereden kaynaklanıyor?
Kategorik Batı karşıtlığı ve yerlicilik tuzağına düşmeden Batı merkezciliği eleştirmek imkansız mı?
Türkiye'de anti-entelektüel damar ne ölçüde güçlü?
Tarihselci hassasiyet ve karşılaştırmalı bakış eksikliğinin sebepleri neler olabilir?
Sosyal bilimcilerimiz siyasal aktörler ve diğer güç odakları ile eleştirel mesafeyi korumakta neden çok zorlanıyorlar?
Neden eleştirel değerlendirme denildiğinde aklımıza yıkıcı eleştiri ve abartılı övgüden başka bir şey gelmiyor?
Düşünce dünyamızda kendi paradigmasına tutunma ve cemaatleşme eğilimleri neden çok güçlü?

Elinizdeki kitap bu ve benzeri sorular hakkında düşünmeye davet ediyor. Sosyal bilimler ve düşünce dünyasının göreli özerkliğinin altını çizen metin, yapısal kısıtları işaret ederek risk almama ve var olan ile yetinmeyi meşrulaştırma eğilimlerini de eleştiriyor.
Üniversitelerin devlete bağımlılığı, maddi yoksunluklar, sınırlı ifade hürriyeti gibi yapısal denebilecek sorunlar sosyal bilimler ve düşünce hayatımızdaki kısırlığı açıklamakta ne ölçüde yeterli?
İki zıt kutup olarak birbirini besleyen evrenselcilik ve yerlicilik eğilimlerini besleyen dinamikler neler?

Ana akım sosyal bilim çevrelerinde Batı merkezciliğin sorgulanmasına yönelik çekingenlik nereden kaynaklanıyor?
Kategorik Batı karşıtlığı ve yerlicilik tuzağına düşmeden Batı merkezciliği eleştirmek imkansız mı?
Türkiye'de anti-entelektüel damar ne ölçüde güçlü?
Tarihselci hassasiyet ve karşılaştırmalı bakış eksikliğinin sebepleri neler olabilir?
Sosyal bilimcilerimiz siyasal aktörler ve diğer güç odakları ile eleştirel mesafeyi korumakta neden çok zorlanıyorlar?
Neden eleştirel değerlendirme denildiğinde aklımıza yıkıcı eleştiri ve abartılı övgüden başka bir şey gelmiyor?
Düşünce dünyamızda kendi paradigmasına tutunma ve cemaatleşme eğilimleri neden çok güçlü?

Elinizdeki kitap bu ve benzeri sorular hakkında düşünmeye davet ediyor. Sosyal bilimler ve düşünce dünyasının göreli özerkliğinin altını çizen metin, yapısal kısıtları işaret ederek risk almama ve var olan ile yetinmeyi meşrulaştırma eğilimlerini de eleştiriyor.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat