Vekâyi'nâmeler ve Arşiv belgeleri, Osmanlı Târihi'nin birinci elden kaynaklarıdır.Bu kaynaklar, ilmî usûllerle neşredilmeden ve tasnif edilmeden Osmanlı Târihi hakkında incelemeler yapmak ve bir hüküm verebilmek hemen hemen imkânsızdır. Bir yandan arşiv belgeleri tasnif edilirken diğer taraftan da hâdiselerfe muâsır telif kaynakları olan vekâyi'nâmelerin ilmî edisyonlarının yapılması gerekmektedir. Uşşâkî-zâde Seyyid Ibrâhim Hasîb Efendi'nin Târih'i 1106 (1694) - 1124 (1712) târihleri arası için birinci elden bir kaynak olup şimdiye kadar pek kimsenin dikkatini çekmemiştir. XVII. yüzyılın sonlarında ve XVIII. yüzyılın ilk yarısında yaşamış ilmiye mesleğine mensup şâir ve târihçi olan Uşşâkî-zâde, eserinde siyâsî târihin yanısıra ilmiye tarihine husûsî bir yer ayırmış ve eserinin büyük bir kısmını döneminin ilmî tevcihâtına ayırmıştır. Dönemin ilmî tevcihâtını günü gününe kaydetmesi dolayısıyla bu konuda eserin birinci elden kaynak olduğu söylenebilir. Çalışmanın birinci safhasında, Uşşâkî-zâde Târihi'nin tahliline ve kaynaklarına yer verilmiştir. Önce Uşşâkîzâde'nin biyografisi yazılmış, sonra Karlofça Antlaşması için Râmî Mehmed Paşa'nın Sulhnâme'si ile kendisinden etkilendiği tahmin edilen Defterdar Sari Mehmed Paşa'nın Zübde-i Vekâyiât'ı, Râşid'in Târîh'i ve Şeyhî'nin Vekâyi'u'I-Fudalâ'sı ile olan ilişkileri incelenmiştir. Ayrıca, Uşşâkî-zade'nin tarihçiliği ve üslûbu hakkında bilgi verilmiş ve müellifin, eserinde bizzat yaşadığı olayları müşâhede ve rivâyetlere dayandırması nedeniyle eserin, birinci elden kaynak olduğu tesbit edilmiştir.
Çalışmanın ikinci safhasında ise, eserin transkripsiyonu yazılıp, tek nüsha olduğu için muâsırı olan diğer târih kitapları ile karşılaştırması yapılmıştır. Eserin bir târih kaynağı oluşu göz önüne alınarak, filolojik husûsiyetleri üzerinde durulmamıştır. Metin içerisinde yer alan âyet, hadîs, kelâm-ı kibâr ve şiirlerin tercümeleri ve kaynaklarından bulunabilenleri dipnotlarda verilmiştir. (Arka kapaktan)