Neşe Koçak öykülerinde, deliliğin çok renkli duygu dünyasından yaşamın kısa kesitlerine ve anlık durumlara yansıyan çelişkileri dramatize ederek, görmeye alışık olmadığımız yeni biçimler yaratıyor. Çevrede olup bitenlerden çok kahramanın iç dünyasına yoğunlaşan öyküler, gerilimi koruyan boyutlarda tasarlanmış. Olay kurgusu belli olan, fakat okuru metne bağlayan kapalı bir anlatımı benimseyen yazar, klasik kısa öykünün röportaj tarzı ile modern organik öykünün gizemli anlatımını ustalıkla uzlaştırıyor.
Neşe Koçak'ın öykülerinde hayalle gerçek iç içe. Yazar bizi uzak iklimlere, yabancı kültürlere değil, ruhumuzun derinliklerinde gezdirip düşünmeye davet ediyor. Deliliğin aklın sınırlarını zorlayan cesareti ve çocuksu masumiyetiyle, içimizde bilerek hapsettiğimiz duygulara farklı açılardan bakan kapılar aralıyor. Öyküye gerçek değerini, ancak iyi öykücüler kazandırabilir.
Neşe Koçak'ı okuduğunuzda buna hak vereceksiniz. Kısa metinlerde estetik, sanat, psikoloji ve felsefeyi harmanlama becerisi, onun öykücülüğünün esas gövdesini oluşturuyor. Bilip de çoktan beri dile getiremediğimiz sözcükler yazarın öykülerinde hayat buluyor; Türkçe zenginleşiyor, okuru sıkmadan, bunaltmadan coşkuyla akıyor.
Heykeltıraş kimliğine, uzun süredir kuluçkada beklettiği yazarlığı da ekleyen Neşe Koçak, sanatseverlerin yanı sıra okurların da beğenisini toplamaya devam ediyor.