Türk tarihinin Rönesans'ı olarak isimlendirebileceğimiz Karahanlı çağının mimarları olan Hakaniye Türkleri ile İdikut Uygurları günümüzde “Uygur” olarak adlandırılmaktadır. Umumi Türk uygarlığının teşekkülü ile gelişimi sürecinde müstesna yeri olan Doğu Türkistan'lı Türk toplumu, 18. yüzyılın başlarından itibaren devam eden iç savaş, dış saldırı ve nihayetinde gerçekleşen Çin işgaliyle sürekli gerileme, ardından çöküş sürecini yaşamak zorunda kalmıştır. Çok güçlü yerleşik kültür ve özgün uygarlık geleneğine sahip olan Uygurlar, bir taraftan Çin işgaline, acımasız kıyımına ve sınırsız asimilasyonuna karşı direnirken diğer taraftan devam eden çöküşü durdurmak, kendileri ile aynı dini, dili ve kültürü paylaşan batısındaki soydaş/dindaşlarıyla sosyal, kültürel ilişkilerini devam ettirmek için çok çabalamış, ağır bedeller ödemiş ve ödemeye devam etmektedir.
Bu kitapta günümüzde artık “Uygur” olarak adlandırılan Doğu Türkistan'ın esas yerlisi olan Türklerin kimler olduğu, onların modern çağda yenileşmek, çağın gerisinde kalmamak veya Çinlileşmemek için nasıl çabalar içine girdikleri ile işbu süreçte derin izler bırakan “İstanbul Ekolü”nün bölgedeki faaliyetleri, bölge toplumuna etkileri ile katkıları hakkında genel bilgi sunmaya çalışılmıştır. Ayrıca, günümüz Uygur toplumunun aydınlar sınıfında ortaya çıkmış bölünmüşlük ile kimlik algılamalarında ortaya çıkan değişimi ve bunların sosyolojik açıklamalarıyla kısmi analizleri de yapılmıştır.