#smrgKİTABEVİ Vatan yahut Silistre - 2024

Kondisyon:
Yeni
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
Tiyatro, Türk Edebiyatı Klasikleri
ISBN-10:
6052954836
Kargoya Teslim Süresi:
4&6
Hazırlayan:
Refik Durbaş
Stok Kodu:
1199006105
Boyut:
12x21
Sayfa Sayısı:
80 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
16
Basım Tarihi:
2024
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
39,00
Havale/EFT ile: 37,83
Siparişiniz 4&6 iş günü arasında kargoda
1199006105
392269
Vatan yahut Silistre -        2024
Vatan yahut Silistre - 2024 #smrgKİTABEVİ
39.00
Namık Kemal için tiyatro, halka doğrudan ulaşabilmesi bakımından oldukça önemli bir türdür. Vatan Yahut Silistre oyununda da vatan sevgisini türlü duygularla çarpıştırıp nihayet hepsinden üstün çıkararak halka vatan fikrini ve sevgisini aşılamak ister. Kırım Savaşı'nın yaşandığı yıllarda Zekiye ve İslam Bey arasında yeni başlayan aşk, İslam Bey'in cepheye gitmesiyle beklenmedik bir hal alır. Zekiye İslam Bey'in ardı sıra erkek kılığına girerek Silistre savunmasına katılır ve böylece savaş meydanında aşkın, vatan sevgisinin, millet fikrinin iç içe geçtiği olaylar yaşanır. Vatan Yahut Silistre, 1 Nisan 1873'te ilk kez sahnelendiğinde halk üzerinde gösterilere varan büyük bir coşku yaratmış, bu etkinin diğer bir sonucu olarak Namık Kemal'in gazetesi İbret kapatılmış, kendisi de Magosa'ya sürülmüştür. Yazarı hayattayken Rusçaya ve Almancaya çevrilen eser, daha sonra pek çok dilde yayımlanır.

Namık Kemal (1840-1888) Gazeteciliğiyle toplumun fikirlerine yön veren, yazarlığıyla yeni edebiyatın kapılarını açan, mücadelesiyle Meşrutiyet'e ivme kazandıran fikir adamı, yazar ve en bilinen yönüyle vatan şairidir. Onda her şey hürriyet fikri ve vatan sevgisiyle başlar; neredeyse bütün uğraşları bu ikisi üstüne kurulmuş ve gelişmiştir. Erken yaşta annesini kaybedince çocukluk ve ilk gençliğini büyükbabasıyla ve onun görevi nedeniyle –Sofya'dan Kars'a– yurdun çeşitli yerlerinde geçirir. İstanbul'a geldiğinde edebiyat çevrelerinde dikkat çeker ve dönemin ünlü şairleriyle tanışır, özellikle Şinasi'nin fikirlerinden etkilenir. Tasvir-i Efkâr'la başladığı gazetecilik hayatı Hürriyet, İbret, Diyojen gibi yayınlarda devam eder.

Siyasetten hukuka, felsefeden edebiyata pek çok alanda yazdığı makaleleriyle fikir dünyasına; roman, şiir, tiyatro ve tarihi biyografi türlerindeki eserleriyle yeni edebiyata öncülük eder. İstanbul'dan defalarca uzaklaştırılıp sürgüne gönderilir. Yine de yazmaya; mektuplarıyla, gazete yazılarıyla, eserleriyle çağdaşlarına yol göstermeye ve halkına ulaşmaya devam eder. Yazarın seçme eserlerine Türk Edebiyatı Klasikleri Dizimizde yer vermeyi sürdüreceğiz.

Namık Kemal için tiyatro, halka doğrudan ulaşabilmesi bakımından oldukça önemli bir türdür. Vatan Yahut Silistre oyununda da vatan sevgisini türlü duygularla çarpıştırıp nihayet hepsinden üstün çıkararak halka vatan fikrini ve sevgisini aşılamak ister. Kırım Savaşı'nın yaşandığı yıllarda Zekiye ve İslam Bey arasında yeni başlayan aşk, İslam Bey'in cepheye gitmesiyle beklenmedik bir hal alır. Zekiye İslam Bey'in ardı sıra erkek kılığına girerek Silistre savunmasına katılır ve böylece savaş meydanında aşkın, vatan sevgisinin, millet fikrinin iç içe geçtiği olaylar yaşanır. Vatan Yahut Silistre, 1 Nisan 1873'te ilk kez sahnelendiğinde halk üzerinde gösterilere varan büyük bir coşku yaratmış, bu etkinin diğer bir sonucu olarak Namık Kemal'in gazetesi İbret kapatılmış, kendisi de Magosa'ya sürülmüştür. Yazarı hayattayken Rusçaya ve Almancaya çevrilen eser, daha sonra pek çok dilde yayımlanır.

Namık Kemal (1840-1888) Gazeteciliğiyle toplumun fikirlerine yön veren, yazarlığıyla yeni edebiyatın kapılarını açan, mücadelesiyle Meşrutiyet'e ivme kazandıran fikir adamı, yazar ve en bilinen yönüyle vatan şairidir. Onda her şey hürriyet fikri ve vatan sevgisiyle başlar; neredeyse bütün uğraşları bu ikisi üstüne kurulmuş ve gelişmiştir. Erken yaşta annesini kaybedince çocukluk ve ilk gençliğini büyükbabasıyla ve onun görevi nedeniyle –Sofya'dan Kars'a– yurdun çeşitli yerlerinde geçirir. İstanbul'a geldiğinde edebiyat çevrelerinde dikkat çeker ve dönemin ünlü şairleriyle tanışır, özellikle Şinasi'nin fikirlerinden etkilenir. Tasvir-i Efkâr'la başladığı gazetecilik hayatı Hürriyet, İbret, Diyojen gibi yayınlarda devam eder.

Siyasetten hukuka, felsefeden edebiyata pek çok alanda yazdığı makaleleriyle fikir dünyasına; roman, şiir, tiyatro ve tarihi biyografi türlerindeki eserleriyle yeni edebiyata öncülük eder. İstanbul'dan defalarca uzaklaştırılıp sürgüne gönderilir. Yine de yazmaya; mektuplarıyla, gazete yazılarıyla, eserleriyle çağdaşlarına yol göstermeye ve halkına ulaşmaya devam eder. Yazarın seçme eserlerine Türk Edebiyatı Klasikleri Dizimizde yer vermeyi sürdüreceğiz.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat