1789 yılında başlasa da etkisi uluslararası siyasi hayatın neredeyse her alanında uzun yıllar hissedilen Fransız ihtilali daha ilk yıllarında Fransa genelinde yaşanan iç savaşlarıyla tarihte benzerine çok az rastlanılan gelişmelere sahne oldu. Bunu tetikleyen sebeplerden birisi 18. yüzyılın son yıllarında Rusya'nın ardından 28 milyon nüfusuyla Avrupa ülkeleri içinde en kalabalık nüfusu barındırmasıydı. İhtilalcilerin bir kısmı için bu kadar insanın çoğu sadece tüketici gibi düşünülse de içlerinde din adamları, soylular, tüccarlar ve bankacılar önemli bir oranı meydana getiriyorlardı. İlk aşamada bunlardan başlanmak üzere çok sayıda insan yeni tesis edilmesi kararlaştırılan Cumhuriyet'i asla sevmeyecekleri için öldürülmeliydiler.
Özellikle bin yılı aşkın süre boyunca Fransız kimliğinin en temel taşlarından birisi olan kendi milli kilisesine karşı alınan acımasız tavır neticesinde İhtilal Komitesi'nin din adamları için hazırlattığı yasaya piskopos ve papazları yemin ettirme girişimi, ülkenin Atlas Okyanusu kıyılarında yer alan ileride Vendee (Vande) olarak bilinecek bölgede büyük yankı uyandırdı. İlk kıpırdanmalar, 19 Ağustos 1792 tarihinde 600 kilise cemaatinin başkaldırısıyla başladı. Çünkü bu yasaya yemin eden piskopos, ve rahiplerin Vendee'ye gelmesiyle yemin etmeyenler arasında çıkan kavgalar ülke tarihinde ve de insanlık adına o güne kadar yaşanmış benzeri olaylarla kıyas edildiğinde büyük bır kara leke olarak sınırlı sayıda kıtapta yer aldı.
Fransız'ın Fransız'ı Soykırımı (La genocıde franco-française) olarak bilinen bu vahşetin bilinen adıyla Vandee Savaşlarının çıkışında yeni düzenin, yani ihtilalle gelen Cumhuriyet rejimini tesis etmek için atılan her adımın dini tahrip edeceğine inanan ve bunu kabullenmeyenler çok geçmeden bir araya geldiler. Diğer taraftan ihtilalciler, inançları tüm damarlarına işleyenleri temsil eden kim varsa her ne pahasına olursa olsun kral ve kiliseye bağlı kaldıkça son ferdine kadar yok etmek için benzeri hiç görülmemiş din karşıtı kirli bir siyaset güttüler.