İstanbul'un değişen sosyal yönü, dünya siyasetinde kararan ufuklar, ikisi Türk diğeri Yahudi üç komşu aile, ergenlikten gençliğe yol alan iki yaban gülü: Nesteren ve Ester.
Osmanlı'dan Cumhuriyet'e geçişin sarsıntılarını, İstanbul'un değişen sosyal hayatını, doludizgin büyük savaşa koşan dünyayı soluksuz okurken Gürmen'in kahramanlarını çok yakınınızda hissedeceksiniz.
Gürmen, çok okunan ve sevilen romanı Râna'da Cumhuriyet döneminin ilk sancılı yıllarını ele almıştı... Yaban Gülleri, Râna'nın bıraktığı yerden başlıyor -ama bambaşka bir hikâyeyle. Usul usul gelişen, zarif ve duygulu bir anlatı bu:
“Aramızdaki yaş farkına rağmen aynı yolun yolcusuyuz; sevdaya nurlu bir yüz arayan senle, yıllar boyu tasvirde sevdayı arayan ben!”
François Xenaxis'in de dediği gibi, “Osman Necmi Gürmen'in yazısı konuşuyor, patlıyor, dokunuyor.”
“Osman Necmi Gürmen'in güçlü kaleminden 80 yıl öncesinin İstanbul'unu, en ince detaylarına değin küçük bir kızın gözünden tanırken burukluk duygusundan kaçamayacaksınız.
Ve bugün soramadığımız yüzlerce soruyu Nesteren'in nasıl korkusuzca yönelttiğini, bağnazlığa ve suskunluğa nasıl da kafa tuttuğunu hayranlıkla okuyacaksınız! Bir yanda Dersim, Avrupa'daki kargaşa, isyanlar, diğer tarafta Moda Kulübü'nde çarliston yapmak, Suadiye Plajı'na gitmek, moda mecmuaları okumak...
Nesteren, dönemin tüm durumlarını genç kızlık heyecanlarıyla birlikte yaşar. Cumhuriyet'i, bir ülkenin yeniden varoluş mücadelesini, Mevlâna'yı ve en çok da insanın yaşama tutunma sevdasını Osman Necmi Gürmen'in incelikli, bir o kadar da keskin vurgusuyla Yaban Gülleri'nde bulacaksınız.” - Sayım Çınar
İstanbul'un değişen sosyal yönü, dünya siyasetinde kararan ufuklar, ikisi Türk diğeri Yahudi üç komşu aile, ergenlikten gençliğe yol alan iki yaban gülü: Nesteren ve Ester.
Osmanlı'dan Cumhuriyet'e geçişin sarsıntılarını, İstanbul'un değişen sosyal hayatını, doludizgin büyük savaşa koşan dünyayı soluksuz okurken Gürmen'in kahramanlarını çok yakınınızda hissedeceksiniz.
Gürmen, çok okunan ve sevilen romanı Râna'da Cumhuriyet döneminin ilk sancılı yıllarını ele almıştı... Yaban Gülleri, Râna'nın bıraktığı yerden başlıyor -ama bambaşka bir hikâyeyle. Usul usul gelişen, zarif ve duygulu bir anlatı bu:
“Aramızdaki yaş farkına rağmen aynı yolun yolcusuyuz; sevdaya nurlu bir yüz arayan senle, yıllar boyu tasvirde sevdayı arayan ben!”
François Xenaxis'in de dediği gibi, “Osman Necmi Gürmen'in yazısı konuşuyor, patlıyor, dokunuyor.”
“Osman Necmi Gürmen'in güçlü kaleminden 80 yıl öncesinin İstanbul'unu, en ince detaylarına değin küçük bir kızın gözünden tanırken burukluk duygusundan kaçamayacaksınız.
Ve bugün soramadığımız yüzlerce soruyu Nesteren'in nasıl korkusuzca yönelttiğini, bağnazlığa ve suskunluğa nasıl da kafa tuttuğunu hayranlıkla okuyacaksınız! Bir yanda Dersim, Avrupa'daki kargaşa, isyanlar, diğer tarafta Moda Kulübü'nde çarliston yapmak, Suadiye Plajı'na gitmek, moda mecmuaları okumak...
Nesteren, dönemin tüm durumlarını genç kızlık heyecanlarıyla birlikte yaşar. Cumhuriyet'i, bir ülkenin yeniden varoluş mücadelesini, Mevlâna'yı ve en çok da insanın yaşama tutunma sevdasını Osman Necmi Gürmen'in incelikli, bir o kadar da keskin vurgusuyla Yaban Gülleri'nde bulacaksınız.” - Sayım Çınar