Bronislaw Malinowki'nin, çağımızın büyük antropologlarının görüşünü sorgulamak üzere Trobriand yerlilerinin toplumsal yapısını incelediği bu yapıtı, töre cinayetlerinin sıradan olay sayıldığı, insanların en temiz duyguları -aşkları- uğruna çok daha vahşi yöntemlerle cezalandırıldığı günümüz toplumlarında ilkellerinkine çok benzeyen güdüsel davranışların kaynağına götürüyor okuru.
Hatta belki de, sevme suçu işleyen Şemse Allak'ın, Ayşe'lerin, Fatma'ların kendi aileleri tarafından taşlanarak öldürüldüğü, dinsel ayinlerde insanların kendilerini yitirdiği, yaralayıp kestiği ülkemiz insanlarını, toplulukları yönlendiren tinsel değerleri, eğitim, uygarlaşmayı yeniden gözden geçirmeye çağırıyor. (Arka kapaktan)
Bronislaw Malinowki'nin, çağımızın büyük antropologlarının görüşünü sorgulamak üzere Trobriand yerlilerinin toplumsal yapısını incelediği bu yapıtı, töre cinayetlerinin sıradan olay sayıldığı, insanların en temiz duyguları -aşkları- uğruna çok daha vahşi yöntemlerle cezalandırıldığı günümüz toplumlarında ilkellerinkine çok benzeyen güdüsel davranışların kaynağına götürüyor okuru.
Hatta belki de, sevme suçu işleyen Şemse Allak'ın, Ayşe'lerin, Fatma'ların kendi aileleri tarafından taşlanarak öldürüldüğü, dinsel ayinlerde insanların kendilerini yitirdiği, yaralayıp kestiği ülkemiz insanlarını, toplulukları yönlendiren tinsel değerleri, eğitim, uygarlaşmayı yeniden gözden geçirmeye çağırıyor. (Arka kapaktan)