Ülkemizde dil probleminden dolayı Osmanlı tarihinin önemli kaynaklarından biri olan İbranîce kroniklerden şimdiye kadar sistematik bir şekilde istifade edilmemiştir. Bu araştırma, Osmanlı Devleti ve Yahudileri üzerine yazılmış ilk kapsamlı İbranîce kronik hakkında, ülkemizde yapılan ilk müstakil çalışmadır. Araştırmada, Eliyahu Kapsali'nin (1483-1555) Osmanlı tarihi üzerine yazdığı İbranîce eserden hareketle, Yahudi bir tarihçinin gözünden Osmanlı tarihi, Sultanların Yahudilerle ilişkileri, İspanya ve Portekiz'den sürülen Yahudilerin Osmanlı Devleti'ne kabulü gibi, değişik pek çok konuya yer verilmiştir. Sürgün travmasının Türklerin sevgi, merhamet ve hoşgörüsüyle atlatılma biçiminin çarpıcı bir üslupla resmedildiği kronikte, Osmanlı sultanlarına ve Türklere mesihî bir misyon yüklenmiştir:
"Eğer Tanrı'nın inayeti ve merhameti olmasaydı; Tanrı, bizlere kucak açan Türkleri vesile kılarak kurtarmasaydı, Yahudiler Sodom ve Gomore halkı gibi yok olup gidecekti... Yahudiler merhamet ve şefkat dolu bu güzel ülkede (Türkiye) güvenli bir sığınak buldular... Şimdi Rab bize genişlik verdi. Bu güzel ülkede semereli olup çoğalacağız!"
"Tanrı Yahudilere merhamet eden ve onlara iyi davranan Türkleri mukaddes kılsın! Türkler, kendileri gibi büyük ve muhteşem sultanlara sahiptir."