İtalyan edebiyatında yenigerçekçilik akımının kurucusu sayılan Cesare Pavese, bu yapıtında kadınların dünyasına eğiliyor ve günlük gerçeklerin ötesine geçerek, insanı saran büyük yalnızlığın ve hüznün romanını yazıyor. Çocukluk yıllarını geçirdiği Torino'ya, bu kez bir iş kadını olarak dönen Clelia'nın resim sergilerinde, bohem çevrelerde karşılaşıp dostluk edeceği genç, orta yaşlı ve yaşlı kadınlar, erişemeyeceklerini bildikleri bir mutluluğun peşinde ömür tüketirler. Mutluluğun anahtarı kimisi için erkektir, kimisi için eşcinsellik, kimisi için para, kimisi için de ölümdür. Clelia'nın, bir otel odasında intihara giriştiğine tanık olduğu gencecik Rosetta ile kuracağı dostluk, Rosetta'yı yaşama bağlayabilecek midir? Sorunun yanıtını yine Torino'da, yine bir otel odasında 27 Ağustos 1950'de yaşamını kendi elleriyle noktalayan Cesare Pavese veriyor. Yalnız Kadınlar Arasında, dostlukların, başlamadan biten aşkların, umutsuzluğa dönüşen umutların ve büyük yalnızlıkların romanı. Her Pavese romanı gibi bir çırpıda okunuyor ve okur ancak son satıra ulaştığında, Pavese'nin kırık dökük cümlelerle anlattığı öykünün gizlediği derinlikleri kavrıyor.
İtalyan edebiyatında yenigerçekçilik akımının kurucusu sayılan Cesare Pavese, bu yapıtında kadınların dünyasına eğiliyor ve günlük gerçeklerin ötesine geçerek, insanı saran büyük yalnızlığın ve hüznün romanını yazıyor. Çocukluk yıllarını geçirdiği Torino'ya, bu kez bir iş kadını olarak dönen Clelia'nın resim sergilerinde, bohem çevrelerde karşılaşıp dostluk edeceği genç, orta yaşlı ve yaşlı kadınlar, erişemeyeceklerini bildikleri bir mutluluğun peşinde ömür tüketirler. Mutluluğun anahtarı kimisi için erkektir, kimisi için eşcinsellik, kimisi için para, kimisi için de ölümdür. Clelia'nın, bir otel odasında intihara giriştiğine tanık olduğu gencecik Rosetta ile kuracağı dostluk, Rosetta'yı yaşama bağlayabilecek midir? Sorunun yanıtını yine Torino'da, yine bir otel odasında 27 Ağustos 1950'de yaşamını kendi elleriyle noktalayan Cesare Pavese veriyor. Yalnız Kadınlar Arasında, dostlukların, başlamadan biten aşkların, umutsuzluğa dönüşen umutların ve büyük yalnızlıkların romanı. Her Pavese romanı gibi bir çırpıda okunuyor ve okur ancak son satıra ulaştığında, Pavese'nin kırık dökük cümlelerle anlattığı öykünün gizlediği derinlikleri kavrıyor.