#smrgKİTABEVİ Yanya Sancağı İdari Yapı ve Yerleşim Birimleri (1867 - 1913) - 2021
Güney Arnavutluk'un büyük bir kısmında hak iddiasında bulunan Greklerin ise bölgedeki varlığı genellikle kıyılardaki ticari koloniler ile sınırlıdır. Ancak Greklerin bu konumu Osmanlı idaresi sırasında ve özellikle Yunan Bağımsızlığı ardından giderek artan bir nitelik kazanmıştır. Millet sistemi gereğince Ortodoks mezhebine mensub olanların Osmanlı yetkililerince resmi olarak Rum kabul edilmesi de bu süreci hızlandırmıştır. Böylece mezhepleri sebebiyle Arnavut, Ulah ve Çingenelerin Rum olarak kabul edildiği durum Yunanistan'ın bölgedeki hak taleplerinin demografik gerekçesi olmuştur.
Osmanlı Devleti ise Güney Arnavutluk'un merkezi bulunan Yanya vilayetinin bu konumunun farkında olarak idarî süreçlerde gerekli tedbirleri almıştır. Vilayetin merkezi bulunan Yanya sancağının idaresi ise bu anlamda hassas bir şekilde yürütülmeye çalışılmıştır. Bunda sancak dâhilindeki gayrimüslim nüfusun ve bu nüfusun Yunanistan ile olan münasebetleri ise belirleyici olmuştur. Yanya sancağının idarî sınırlarının belirlenmesinden memurların görevlendirilmesine ve seçimlerin tatbikinde bu duruma dikkat edilmiştir. Sancak dahilinde idarî bakımdan gözetilen bu özelliklerin yanında yerleşim birimlerindeki Osmanlı tesiri dikkat çekmektedir.
Bu açıdan Osmanlı idaresi boyunca özellikle kasaba ve şehir ölçeğindeki yerleşim birimlerinde Türk kültürünün etkisi tespit edilebilmektedir. Mimari özellikleri ile birlikte kasaba ve şehirlerdeki yer adlarında bu açıkça görülmektedir. Kırsal yerleşim birimlerinde ise bu ilişkinin zayıflayarak Grek kültürü lehine geliştiği söylenebilir. Bu açıdan Yanya sancağı kırsalda Rum tesirinin arttığı, idarî merkezlerin bulunduğu kasaba ve şehirlerde ise Türk kültürünün baskın olduğu idarî bir dağılım sergilemektedir. Bu nedenle konunun ortaya konulması için Osmanlı Devleti'ne ait kaynakların çağdaş inceleme eserler ve seyahatnameler ile birlikte değerlendirilmesine çalışılmıştır.
Güney Arnavutluk'un büyük bir kısmında hak iddiasında bulunan Greklerin ise bölgedeki varlığı genellikle kıyılardaki ticari koloniler ile sınırlıdır. Ancak Greklerin bu konumu Osmanlı idaresi sırasında ve özellikle Yunan Bağımsızlığı ardından giderek artan bir nitelik kazanmıştır. Millet sistemi gereğince Ortodoks mezhebine mensub olanların Osmanlı yetkililerince resmi olarak Rum kabul edilmesi de bu süreci hızlandırmıştır. Böylece mezhepleri sebebiyle Arnavut, Ulah ve Çingenelerin Rum olarak kabul edildiği durum Yunanistan'ın bölgedeki hak taleplerinin demografik gerekçesi olmuştur.
Osmanlı Devleti ise Güney Arnavutluk'un merkezi bulunan Yanya vilayetinin bu konumunun farkında olarak idarî süreçlerde gerekli tedbirleri almıştır. Vilayetin merkezi bulunan Yanya sancağının idaresi ise bu anlamda hassas bir şekilde yürütülmeye çalışılmıştır. Bunda sancak dâhilindeki gayrimüslim nüfusun ve bu nüfusun Yunanistan ile olan münasebetleri ise belirleyici olmuştur. Yanya sancağının idarî sınırlarının belirlenmesinden memurların görevlendirilmesine ve seçimlerin tatbikinde bu duruma dikkat edilmiştir. Sancak dahilinde idarî bakımdan gözetilen bu özelliklerin yanında yerleşim birimlerindeki Osmanlı tesiri dikkat çekmektedir.
Bu açıdan Osmanlı idaresi boyunca özellikle kasaba ve şehir ölçeğindeki yerleşim birimlerinde Türk kültürünün etkisi tespit edilebilmektedir. Mimari özellikleri ile birlikte kasaba ve şehirlerdeki yer adlarında bu açıkça görülmektedir. Kırsal yerleşim birimlerinde ise bu ilişkinin zayıflayarak Grek kültürü lehine geliştiği söylenebilir. Bu açıdan Yanya sancağı kırsalda Rum tesirinin arttığı, idarî merkezlerin bulunduğu kasaba ve şehirlerde ise Türk kültürünün baskın olduğu idarî bir dağılım sergilemektedir. Bu nedenle konunun ortaya konulması için Osmanlı Devleti'ne ait kaynakların çağdaş inceleme eserler ve seyahatnameler ile birlikte değerlendirilmesine çalışılmıştır.