#smrgKİTABEVİ Yapay Kutsallıklar: Postmodern Dönemde Kutsallıkların Ölümcül Sıçrayışı -
20. yüzyılın son çeyreğinden itibaren ise kimi sosyologlar, bu sekülerleşme savının doğru olmadığını, modern dünyanın geleneksel dünyadan daha az dindar olmadığını, dinin etkisini kaybetmesi diye adlandırılan durumun sekülerleşmeden ziyade kurumsallaşmış dinden kaçış olduğunu ve kutsal olanın, kovulduğu dünyaya nihayet geri döndüğünü, dinin yeniden canlandığını dile getirmeye başlamışlardır.
Dr. Mevlüt Özben, Yapay Kutsallıklar: Postmodern Dönemde Kutsallıkların Ölümcül Sıçrayışı başlığını taşıyan bu çalışmasında, 20. yüzyılın son çeyreğinde "kutsalın dönüşü" ya da "dinin yükselişi" diye adlandırılan iddiayı sorguluyor. Kutsallıkların kavranışı ve yaşama dahil edilişi konusunda modern dünya ile geleneksel dünya arasında önemli bir kopuşun yaşandığını saptıyor ve bu kopuşu, kırılmayı açıklamak için ?i?ek'ten ödünç aldığı paralaks kavramını devreye sokuyor. Modernlikten önceki toplumların dünyevi olanı kutsallaştırdıklarını, buna karşın modern toplumların ise kutsal olanı dünyevi hale getirdiklerini, böylece "yapay kutsallıklar" ürettiklerini ve kutsallıklar değişmiyorsa bile kutsallıkları kavrayış biçimimizin değiştiğini ileri sürüyor.
20. yüzyılın son çeyreğinden itibaren ise kimi sosyologlar, bu sekülerleşme savının doğru olmadığını, modern dünyanın geleneksel dünyadan daha az dindar olmadığını, dinin etkisini kaybetmesi diye adlandırılan durumun sekülerleşmeden ziyade kurumsallaşmış dinden kaçış olduğunu ve kutsal olanın, kovulduğu dünyaya nihayet geri döndüğünü, dinin yeniden canlandığını dile getirmeye başlamışlardır.
Dr. Mevlüt Özben, Yapay Kutsallıklar: Postmodern Dönemde Kutsallıkların Ölümcül Sıçrayışı başlığını taşıyan bu çalışmasında, 20. yüzyılın son çeyreğinde "kutsalın dönüşü" ya da "dinin yükselişi" diye adlandırılan iddiayı sorguluyor. Kutsallıkların kavranışı ve yaşama dahil edilişi konusunda modern dünya ile geleneksel dünya arasında önemli bir kopuşun yaşandığını saptıyor ve bu kopuşu, kırılmayı açıklamak için ?i?ek'ten ödünç aldığı paralaks kavramını devreye sokuyor. Modernlikten önceki toplumların dünyevi olanı kutsallaştırdıklarını, buna karşın modern toplumların ise kutsal olanı dünyevi hale getirdiklerini, böylece "yapay kutsallıklar" ürettiklerini ve kutsallıklar değişmiyorsa bile kutsallıkları kavrayış biçimimizin değiştiğini ileri sürüyor.