#smrgKİTABEVİ Yaşama Uğraşı (Günlükler 1935 - 1950) -

Kondisyon:
Yeni
Basıldığı Matbaa:
Özal Matbaası
Dizi Adı:
Çağdaş Dünya Yazarları
ISBN-10:
9789750730139
Stok Kodu:
1199187554
Boyut:
13x20
Sayfa Sayısı:
416 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
9
Basım Tarihi:
2016
Çeviren:
Cevat Çapan
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Orijinal Adı:
Il Mestiere di Vivere
Kategori:
0,00
1199187554
573598
Yaşama Uğraşı (Günlükler 1935 - 1950) -
Yaşama Uğraşı (Günlükler 1935 - 1950) - #smrgKİTABEVİ
0.00
Acı çekmek hiçbir anlamda bir ayrıcalık, bir soyluluk belirtisi, Tanrı'yı haırlatan bir özellik değildir. Acı çekmek hayvanca, insanı hırpalayan, sıradan, gereksiz ve hava gibi doğal bir şeydir. Elle tutulamayacak bir şeydir acı; insan ne kavrayabilir, ne de karşı çıkılabilir; zaman içinde vardır- zamanla aynı şeydir; olmadık zamanlarda insanın karşısına çıkması sadece kendisini izleyen anlarda, insanın son işkence anını yeniden yaşadığı ve bir sonraki nöbeti beklediği sürede acı çeken kimseyi savunmasız bırakmak içindir.

Bu nöbetler gerçek anlamda acı değil, bize gerçek acının süresini, sıkıcı ve bıktırıcı sonsuzluğunu duyuran sinirsel canlılık anlarıdır. Acı çeken kimse her zaman daha sonraki ve ondan sonraki nöbetin bekleyişi içindedir. O an, acının onu beklemekten yeğ tutabileceği sırada gelir. O an, insanın boş yere zamanın akışı kesmek için, bir şey olduğunu hissetmek için, bu hayvanca acının sonsuz etkisini bir an için bozma amacıyla haykırması gelir - bu haykırış acıyı daha da korkunçlaştırsa bile.

Ara sıra, ölümün ve cehennemin de böyle zaman ve sonsuzluk içinde değişmeden, anlara bölünmeden, bir daha hiç ölmeyecek bir gövdede akan kan gibi durmadan akan bir acı olduğu kuşkusuna kapılır insan.

Ah! Şu kayıtsızlığın gücü! Budur taşlara milyonlarca yıl değişmeden dayanabilme olanağı veren.

Acı çekmek hiçbir anlamda bir ayrıcalık, bir soyluluk belirtisi, Tanrı'yı haırlatan bir özellik değildir. Acı çekmek hayvanca, insanı hırpalayan, sıradan, gereksiz ve hava gibi doğal bir şeydir. Elle tutulamayacak bir şeydir acı; insan ne kavrayabilir, ne de karşı çıkılabilir; zaman içinde vardır- zamanla aynı şeydir; olmadık zamanlarda insanın karşısına çıkması sadece kendisini izleyen anlarda, insanın son işkence anını yeniden yaşadığı ve bir sonraki nöbeti beklediği sürede acı çeken kimseyi savunmasız bırakmak içindir.

Bu nöbetler gerçek anlamda acı değil, bize gerçek acının süresini, sıkıcı ve bıktırıcı sonsuzluğunu duyuran sinirsel canlılık anlarıdır. Acı çeken kimse her zaman daha sonraki ve ondan sonraki nöbetin bekleyişi içindedir. O an, acının onu beklemekten yeğ tutabileceği sırada gelir. O an, insanın boş yere zamanın akışı kesmek için, bir şey olduğunu hissetmek için, bu hayvanca acının sonsuz etkisini bir an için bozma amacıyla haykırması gelir - bu haykırış acıyı daha da korkunçlaştırsa bile.

Ara sıra, ölümün ve cehennemin de böyle zaman ve sonsuzluk içinde değişmeden, anlara bölünmeden, bir daha hiç ölmeyecek bir gövdede akan kan gibi durmadan akan bir acı olduğu kuşkusuna kapılır insan.

Ah! Şu kayıtsızlığın gücü! Budur taşlara milyonlarca yıl değişmeden dayanabilme olanağı veren.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat