^#smrgSAHAF Yazlık Sinema -

Ruşen Ergün, gözyaşlarını mutfak taşlarına akıtan, hayallerini beyaz bir masa örtüsü "kadar temiz tutan; yaslannı, hüzünlerini çeyiz sandıklarından lavanta kokusu gibi saklayan kadınların, genç kızların öykülerini yazıyor...

Yaşamak için kendilerine bir parça yer açmaya çalışırlarken, bazen yakın buldukları bir can şenliğine, bazen birbirlerine, bazen de içlerine dönerek acıların serinletmeye çalışıyorlar... Erkeklerin gölgesinde, kapı aralarinda, pencere önlerinde, daracık odalarda, mutfak içlerinde, akşam çaylannda, kocaların gönlü yapılırsa gidilen yazlık sinemalarda suskunluklannı bozup; bazen dışa vuran öfkeleriyle, bazen kederleriyte, bazen de gizli bir hüzün taşıyan neşeleriyle bu kadınların öyküleri, yüzümüzde sararan bir gülümseme de bırakıyor.

Yazarın renkli, şenlikli, ayrıntı zenginliğiyle yüklü anlatımının yaninda, öykülerin! içtenlikle anlatan öykü kişileri, bizi alip çocukluğumuza, sevinçlerin olduğu kadar cıların da ortaklaşa yaşandığı kıyı mahallelerin sokaklanna, evlerine kadar götürüyor. Kimi zaman yaşadıklanna dışarıdan tanıklık ediyor, kimi zaman da içlerine kadar sokulup onlarla birlikte savrulmalar yaşıyoruz.

Ruşen Ergün'ü öykü serüveninin basından beri izleme olanağım oldu; gösterdiği özveriyi, çabayı biliyorum. Dosyasini okuduktan sonra yanılmadığımı anladım ve bundan büyük bir sevinç duydum. Yolu açık olsun. (Zafer Doruk) Ruşen Ergün, Hatıra Bunlar öyküsünde "Yıllar sonra lambadan çıkacak olan cin, sahibinin dileğini yerine getirecek mi," diye soruyor, Bu sorunun yanıtı onun öykülerinde ilmeklerle birbirine bağlanan küçük ayrıntılarda gizli. Sahipleri tarafindan terkedilmiş hatıraların, gündelik yaşam içerisinde sahiplenmeye değer görülmeyen birçok ayrıntının tek sahibi yazarın yalın dili. Bu ilk kitaptaki öyküler sahibin dileğini yerine getirme vaadinde bulunuyor. Bu vaad öykü adina heyecan verici... (Jaklin Çelik)