#smrgKİTABEVİ Yeminin Arkeolojisi : Dilin Kutsal Ayini -
Yeminin vuku bulabilmesi için aslında, her şeyden önce, yaşamı ve dili, eylemleri ve sözleri bir şekilde ayırt edebilmek ve bir araya getirebilmek şarttır. (...) İlk vaat, tabiri caizse aşkınsal, ilk sacratio, insanın dili eylemin karşısına koyarak, dilin içinde kendisini riske atabildiği, kendisini logos'a vaat edebildiği bu bölünme aracılığıyla üretilir:'
Bu kitap, Giorgio Agamben'in Kutsal İnsan — Egemen İktidar ve Çıplak Hayat eseriyle başlayan serinin önemli düğüm noktalarından birini oluşturuyor. Paolo Prodi'den ilhamla başladığı soruşturmasında Agamben yemini, dil ile siyasal iktidarın ara kesitine yerleştirmekle biyopolitika, egemenlik, yasa, din ve dil arasındaki çoklu ilişkiye oldukça özgün bir ışık tutuyor. Yeminin sadece dinsel olanla ilişkili bir şekilde ele alınamayacağını belirten Agamben, tam aksine yeminde söz konusu olan dilsel deneyimden yasa ve dinin neşet ettiğini belirtiyor.
Bu kitap okurunu, sadece Agamben'in özgün izleği ve metodolojisini takip etmeye değil aynı zamanda egemenlik, yasa, dil ve din arasındaki girift ilişkiyi farklı bir açıdan görmeye de davet ediyor.
Yeminin vuku bulabilmesi için aslında, her şeyden önce, yaşamı ve dili, eylemleri ve sözleri bir şekilde ayırt edebilmek ve bir araya getirebilmek şarttır. (...) İlk vaat, tabiri caizse aşkınsal, ilk sacratio, insanın dili eylemin karşısına koyarak, dilin içinde kendisini riske atabildiği, kendisini logos'a vaat edebildiği bu bölünme aracılığıyla üretilir:'
Bu kitap, Giorgio Agamben'in Kutsal İnsan — Egemen İktidar ve Çıplak Hayat eseriyle başlayan serinin önemli düğüm noktalarından birini oluşturuyor. Paolo Prodi'den ilhamla başladığı soruşturmasında Agamben yemini, dil ile siyasal iktidarın ara kesitine yerleştirmekle biyopolitika, egemenlik, yasa, din ve dil arasındaki çoklu ilişkiye oldukça özgün bir ışık tutuyor. Yeminin sadece dinsel olanla ilişkili bir şekilde ele alınamayacağını belirten Agamben, tam aksine yeminde söz konusu olan dilsel deneyimden yasa ve dinin neşet ettiğini belirtiyor.
Bu kitap okurunu, sadece Agamben'in özgün izleği ve metodolojisini takip etmeye değil aynı zamanda egemenlik, yasa, dil ve din arasındaki girift ilişkiyi farklı bir açıdan görmeye de davet ediyor.