#smrgSAHAF Yeni Asır'ın Selanik Yılları: Evlad - ı Fatihan Diyarları 1895 - 1924 -

Stok Kodu:
1199062508
Boyut:
16x24
Sayfa Sayısı:
518 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
1986
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
1. Hamur
Dili:
Türkçe
0,00
1199062508
448452
Yeni Asır'ın Selanik Yılları: Evlad - ı Fatihan Diyarları 1895 - 1924 -
Yeni Asır'ın Selanik Yılları: Evlad - ı Fatihan Diyarları 1895 - 1924 - #smrgSAHAF
0.00
BAŞLARKEN
Yeni Asır'ın Selânik yıllarını araştırmaya başladığım güne kadar, gazetemizin arşivinde büyük bir boşluk vardı. Bu da, gazetenin İzmir'de yayına başladığı 1924'den önceki Selanik dönemlerini kapsıyan bilgi ve belgelerin olmamasıydı. Hele hele o dönemlerin koleksiyonlarından bir yaprak dahi bulmak imkansızdı. Gerçi o dönemlerde Selânik kenti, çok büyük badireler atlatmıştı. Savaşlar görmüş, işgallere uğramış, yanmış, yıkılmış, talan edilmiş, göçlere gelgeç hanı olmuş ve bütün bu felâketleri, acıları Yeni Asır da çekmiş ve yaşamıştı ama, yine de şimdiye kadar tutarlı bir çalışma yapılamadığı için, o dönemler gün ışığına bir türlü çıkarılamamıştı. Kulaktan kulağa, nesilden nesne gelmiş bazı bilgilerle yetinilmişti. Gazetenin kimler tarafından kurulduğu biliniyordu ama, o kişilerin gelmişleri, geçmişleri, yaşamları, mücadeleleri ve çevresinde oluşan kendileri gibi yurtsever topluluğun ne adları ne de sanları biliniyordu. Yeni Asır 'in 1895 Ağustos'unda yayın hayatına başladığı yazılıp söyleniyordu fakat, bu gün bilinmediği gibi, günlük mü, haftalık mı, aylık mı olduğu, o günlerin tarihleri hep meçhuller arasındaydı. Zaten bu ilk gün bilinmediği için yıl dönümleri hep Ağustos'un çeşitli günlerinde kutlanmıştı. Bir kaç yazarı tanınıyor, ancak bu kalem sahiplerinin hangi .yıllarda gazetede çalıştığı, başka yazarları olup olmadığı, var ise kimlerden teşekkül ettiği bir türlü tesbit edilemiyordu. Selânik'deki matbaasının, idare binasının kentin neresinde bulunduğu, gazetenin o dönemde ne tür makinada basıldığı, fiyatının ne olduğu da bilinmeyenler arasındaydı. Ama en önemlisi, gazetenin şekli, şemıali, yaprak sayısı, başlık klişesi, ne biliniyor ve ne de tanınıyordu.

Acaba Yeni Asır, Selânik yıllarında nasıldı? Hele hele o başlık klişesini bir bilen şimdiye kadar çıkmamıştı. Bu nedenle birinci sayfasının, 1924'den sonra İzmir'de görülene benzediği kabul edilmiş ve bunun aksi kesinlikle akıllara getirilmemişti. İşte benim araştırmam, Yeni Asır'ın bilinmeyen o yılları-nı, bilinmeyen ilk Yeni Asır 'ları, bilinmeyen Türk Selânik'i, unutulmuş. Evkid-ı Fâtihan diyanları'nı gözler önüne serecek, en önemlisi bundan sonra yapılacak geniş kapsamlı araştırmalara yardımcı olacaktır. Yeni Asır'ın en uzun dönemli imtiyaz sahibi rahmetli Ali Şevket Bilgin Bey bile, bebeklik ve çocukluk dönemi olan bu yılları anımsıyamadığından ve sonraki yıllarda belki de bu dönemlerin koleksiyonlanyla karşılaşmadığından olacak, yıl dönürnü sayılarında o dönemlere temas etmemiş ve böylece en yetkili ağızdan bile zamammıza bilgi aktarılamamıştı. Evet "bir tutam bilgi"nin dışında, Yeni Asır'ın "Selanik Yılları "nı gözler önüne seren hemen hemen hiçbir belge yoktu. Halbuki, EvIad-ı Fatihan diyarlarında aynı yıllarda yayınlanmış yaşdaşları bir kaç sayı veya bir kaç yıl sonra kapanırken Yeni Asır, ülkemizin yaşantısı aralıksız bir asrı bulan en uzun irili tek gazetesiydi. Devirler açmış,devirler kapatmıştı. Sadece Türk Basın Tarihi değil, milyonlarca okuyucusu da onu bütün yönleriyle tanımak bilmeliydi. Yeni Asır neden yayınlanmıştı? Fatihan diyarı dediğimiz Rumeli'yi fetheden fatihlerin evlatları arasındaki etkinliği ne kadardı? Köyleri, kentleri basıp masum Türklerin canına kıyan, malını talan eden; Rum, Bulgar ve Sırp eşkiyasına kalemiyle karşı duran kimlerdi? Abdülhamit'in o kanlı istibdad yönetimine göğüs açan ve bu uğurda korkmadan, yılmadan mücadele veren, ayak-ta kalmış bir başka gazete var mıydı? Bizim iç çekişmelerimizden yararlanıp düşmanlarımızın kapılarımıza kadar dayandığı o yıllarda, Namık Kemal'in meşhur seslen işini 40 yıl sonra tekrar bayrak yapan ve "Kalkın ey ehli vatan" diyerek Balkan Savaşları'nda Türklüğe cesaret veren Yeni Asır'ın o ulvi çırpınışları, Selanik'i işgal eden Yunan'a karşı verdiği mücadeleler acaba anlatılmayacak mıydı? 1923'de "Selânik yıllar önce Yunan kenti olduğu halde buradaki Yeni Asır, hâlii Türk Sancağıtnın sancaktarlığı-nı yapıyor" diyen Yunan Askeri Savcısı karşısında ve onu tasdik eder gibi gururla dimdik ayakta duran Ali Şevket Bey'in, babası Abdurrahman Arif Bey'in, amcası Ahmet Atıf Bey'in gerek Yunan ve gerekse Müttefik Devletler Hapishanesi'nde geçirdiği çileli yıllar açıklanınayacak mıydı? Evet, bütün bunlar anlatılmahydı. Araştırmamı yaparken bana her türlü maddi ve manevi desteği sağlıyan, Sayın Dinç Bilgin, Sayın Güngör Mengi, Sayın Çetin Gürel 'e, çalışmalarını sırasında yakın ilgileri-ni gördüğüm Sayın Nebile Bilgin, Sayın Cemil Devrim, Sa-yın Şenol Devrim, Sayın Sayan Sokullu, Sayın Şevket Öz-çelik, Sayın Mithat Topaç, Sayın Hamdi Tiirkınen'e, yar-dımlarını esirğemeyen; Istanbul Hakkı Tarık Us Kütüpha-lıesi'nin Müdürü Sayın Mehmet Özçelik başta olmak üzere Istanbul Fatih, İzmir ve Ankara Milli Kütüphane Müdür-lüklerine, İstanbul, İzmir, Manisa, Bursa, Balıkesir, Edre-mit, Burhaniye, Atina, Selanik, Drama ve Gümilcine 'daki özel kolleksiyon sahiplerine, eski İzmir Belediye Başkanı rahmetli Osman Kibar ile Balıkesir, Uşak, Kınık, Nazilli ve Tire Belediye Başkanlarına, Selanik Başkonsolosumuz Sa-yın Mete İnanç basta olmak üzere mesai arkadaşlarına, bü-yük bir konukseverlikle beni ağırlayan ve Yeni Asır'ın ilk sayısını veren, ancak isminin açıklanmasında sakınca görülen Selânikli aileye, Dışişleri Bakanliğımızın ilgili daire baş-kanlığı, Basın Yayın Genel Müdürlüğü ve Genel Kurmay Harp Tarihi Dairesi yetkililerine, yıllarca önce Hak 'ın rah-metine kavuşmuş Pirlepeli Mehmet Bey ( Sarsılmaz) ile an-neleri Doksatlı Sıdıka, babaları Plevneli Softaağa Mustafa-'nın büyük bir titizlikle koruyup sakladığı ve zaman ımıza kazandırdığı çok değerli belgelerden yararlanınamı sağla-yan Sarsılmaz ailesinin Türkiye ve Pirlepe 'deki torunlarına, araştırmamın yazım, basını, belge ve bilgi toplanmasında katkıları olan; Sayın Burhanettin Kamay, Sayın Yaşar Aksoy, Sayın Irmak Tülbentçi, Sayın Recai Seyrek, Sayın Rafet Ballı, Sayın Arda Birgilt Sayın Hüseyin Aksoy, Sa-yın Latif Kulsadık, Sayın Gönül Özgür, Sayın Rabia Özgüvenç, Sayın Nadide Özceyhan ile Ankara büromuzdan Sa-yın MuammerYaşar, Sayın Ercan Deva, Sayın Murat De-miray, Sayın Erdoğan Özer, İstanbul büromuzdan Sayın Serdar Bapoğlu, Aydın büromuzdan Sayın Recep Başkar... Denizli büromuzdan Sayın Fermil Ölmez, Manisa büro-muzdan Sayın Mustafa Teker, Uşak büromuzdan Sayın Ahmet Güleç, Balıkesir büromuzdan Sayın Şaman Tür-köz, Burhaniye ( Balıkesir) muha birimiz sayın Krizini Öğün, Ayvalık muhabirimiz Sayın Ceynur Karagözoğlu, Bergama muhabirimiz Sayın Ercan Gürel, Akhisar muha-birimiz Sayın İsmail Taşkök. Tire muhabirimiz Sayın Ha-san Erki, Turgut/ii muhabirimiz Sayın Ramazan Güler'e meslek yaşamım boyunca bana her zaman manevi güç kay-nağı olmuş gazeteci ağabeylerimden; Sayın Haluk Camın, Sayın Lütfl Aksungur, Sayın Hasan Anar, Sayın Hayrul-lah Gülal, Sayın Reşat Sanlı ile İzmir Gazeteciler Cemiyeti Bşakam Sayın İsmail Sivri Beylere, mevcut imkanlarmı esirgemeyen; Yüksek Mühendis Sayın Ziya Özkan, Sayın Akşit Sokullu, Sayın Erdoğan Ocakoğht, Sayın Tunç Bil-gin, Sayın Seyhan Karadağ, Sayın Akif Hayvah, Av. Sayın Abdurrahman Arif Bilgin, Milliyet Gazetesi 'nden Sayın Ergin Ünal, Anadolu Ajansı'ndan Sayın İbrahim Çıngay, Apa Ofset'ten Sayın Engin Nur, Emekli Albay Sayın Emin Ünalan, Sayın Ferit Gültekin 'e, teşekkürü bir borç-biliyo-rum. Araştırmam:, gelmiş geçmiş bütün Yeni Asircilara, ya-dellerde kalmış Evlöd-ı Fâtihan diyarlarmın bütün yürekli torunlarma, isimleri cisimleri bilinmeyen, okunacak bir la-tiha için mezar taşları dahi olmayan onların: gelmiş ve geçmişlerine armağan ediyorum. (Türkmen Parlak)

BAŞLARKEN
Yeni Asır'ın Selânik yıllarını araştırmaya başladığım güne kadar, gazetemizin arşivinde büyük bir boşluk vardı. Bu da, gazetenin İzmir'de yayına başladığı 1924'den önceki Selanik dönemlerini kapsıyan bilgi ve belgelerin olmamasıydı. Hele hele o dönemlerin koleksiyonlarından bir yaprak dahi bulmak imkansızdı. Gerçi o dönemlerde Selânik kenti, çok büyük badireler atlatmıştı. Savaşlar görmüş, işgallere uğramış, yanmış, yıkılmış, talan edilmiş, göçlere gelgeç hanı olmuş ve bütün bu felâketleri, acıları Yeni Asır da çekmiş ve yaşamıştı ama, yine de şimdiye kadar tutarlı bir çalışma yapılamadığı için, o dönemler gün ışığına bir türlü çıkarılamamıştı. Kulaktan kulağa, nesilden nesne gelmiş bazı bilgilerle yetinilmişti. Gazetenin kimler tarafından kurulduğu biliniyordu ama, o kişilerin gelmişleri, geçmişleri, yaşamları, mücadeleleri ve çevresinde oluşan kendileri gibi yurtsever topluluğun ne adları ne de sanları biliniyordu. Yeni Asır 'in 1895 Ağustos'unda yayın hayatına başladığı yazılıp söyleniyordu fakat, bu gün bilinmediği gibi, günlük mü, haftalık mı, aylık mı olduğu, o günlerin tarihleri hep meçhuller arasındaydı. Zaten bu ilk gün bilinmediği için yıl dönümleri hep Ağustos'un çeşitli günlerinde kutlanmıştı. Bir kaç yazarı tanınıyor, ancak bu kalem sahiplerinin hangi .yıllarda gazetede çalıştığı, başka yazarları olup olmadığı, var ise kimlerden teşekkül ettiği bir türlü tesbit edilemiyordu. Selânik'deki matbaasının, idare binasının kentin neresinde bulunduğu, gazetenin o dönemde ne tür makinada basıldığı, fiyatının ne olduğu da bilinmeyenler arasındaydı. Ama en önemlisi, gazetenin şekli, şemıali, yaprak sayısı, başlık klişesi, ne biliniyor ve ne de tanınıyordu.

Acaba Yeni Asır, Selânik yıllarında nasıldı? Hele hele o başlık klişesini bir bilen şimdiye kadar çıkmamıştı. Bu nedenle birinci sayfasının, 1924'den sonra İzmir'de görülene benzediği kabul edilmiş ve bunun aksi kesinlikle akıllara getirilmemişti. İşte benim araştırmam, Yeni Asır'ın bilinmeyen o yılları-nı, bilinmeyen ilk Yeni Asır 'ları, bilinmeyen Türk Selânik'i, unutulmuş. Evkid-ı Fâtihan diyanları'nı gözler önüne serecek, en önemlisi bundan sonra yapılacak geniş kapsamlı araştırmalara yardımcı olacaktır. Yeni Asır'ın en uzun dönemli imtiyaz sahibi rahmetli Ali Şevket Bilgin Bey bile, bebeklik ve çocukluk dönemi olan bu yılları anımsıyamadığından ve sonraki yıllarda belki de bu dönemlerin koleksiyonlanyla karşılaşmadığından olacak, yıl dönürnü sayılarında o dönemlere temas etmemiş ve böylece en yetkili ağızdan bile zamammıza bilgi aktarılamamıştı. Evet "bir tutam bilgi"nin dışında, Yeni Asır'ın "Selanik Yılları "nı gözler önüne seren hemen hemen hiçbir belge yoktu. Halbuki, EvIad-ı Fatihan diyarlarında aynı yıllarda yayınlanmış yaşdaşları bir kaç sayı veya bir kaç yıl sonra kapanırken Yeni Asır, ülkemizin yaşantısı aralıksız bir asrı bulan en uzun irili tek gazetesiydi. Devirler açmış,devirler kapatmıştı. Sadece Türk Basın Tarihi değil, milyonlarca okuyucusu da onu bütün yönleriyle tanımak bilmeliydi. Yeni Asır neden yayınlanmıştı? Fatihan diyarı dediğimiz Rumeli'yi fetheden fatihlerin evlatları arasındaki etkinliği ne kadardı? Köyleri, kentleri basıp masum Türklerin canına kıyan, malını talan eden; Rum, Bulgar ve Sırp eşkiyasına kalemiyle karşı duran kimlerdi? Abdülhamit'in o kanlı istibdad yönetimine göğüs açan ve bu uğurda korkmadan, yılmadan mücadele veren, ayak-ta kalmış bir başka gazete var mıydı? Bizim iç çekişmelerimizden yararlanıp düşmanlarımızın kapılarımıza kadar dayandığı o yıllarda, Namık Kemal'in meşhur seslen işini 40 yıl sonra tekrar bayrak yapan ve "Kalkın ey ehli vatan" diyerek Balkan Savaşları'nda Türklüğe cesaret veren Yeni Asır'ın o ulvi çırpınışları, Selanik'i işgal eden Yunan'a karşı verdiği mücadeleler acaba anlatılmayacak mıydı? 1923'de "Selânik yıllar önce Yunan kenti olduğu halde buradaki Yeni Asır, hâlii Türk Sancağıtnın sancaktarlığı-nı yapıyor" diyen Yunan Askeri Savcısı karşısında ve onu tasdik eder gibi gururla dimdik ayakta duran Ali Şevket Bey'in, babası Abdurrahman Arif Bey'in, amcası Ahmet Atıf Bey'in gerek Yunan ve gerekse Müttefik Devletler Hapishanesi'nde geçirdiği çileli yıllar açıklanınayacak mıydı? Evet, bütün bunlar anlatılmahydı. Araştırmamı yaparken bana her türlü maddi ve manevi desteği sağlıyan, Sayın Dinç Bilgin, Sayın Güngör Mengi, Sayın Çetin Gürel 'e, çalışmalarını sırasında yakın ilgileri-ni gördüğüm Sayın Nebile Bilgin, Sayın Cemil Devrim, Sa-yın Şenol Devrim, Sayın Sayan Sokullu, Sayın Şevket Öz-çelik, Sayın Mithat Topaç, Sayın Hamdi Tiirkınen'e, yar-dımlarını esirğemeyen; Istanbul Hakkı Tarık Us Kütüpha-lıesi'nin Müdürü Sayın Mehmet Özçelik başta olmak üzere Istanbul Fatih, İzmir ve Ankara Milli Kütüphane Müdür-lüklerine, İstanbul, İzmir, Manisa, Bursa, Balıkesir, Edre-mit, Burhaniye, Atina, Selanik, Drama ve Gümilcine 'daki özel kolleksiyon sahiplerine, eski İzmir Belediye Başkanı rahmetli Osman Kibar ile Balıkesir, Uşak, Kınık, Nazilli ve Tire Belediye Başkanlarına, Selanik Başkonsolosumuz Sa-yın Mete İnanç basta olmak üzere mesai arkadaşlarına, bü-yük bir konukseverlikle beni ağırlayan ve Yeni Asır'ın ilk sayısını veren, ancak isminin açıklanmasında sakınca görülen Selânikli aileye, Dışişleri Bakanliğımızın ilgili daire baş-kanlığı, Basın Yayın Genel Müdürlüğü ve Genel Kurmay Harp Tarihi Dairesi yetkililerine, yıllarca önce Hak 'ın rah-metine kavuşmuş Pirlepeli Mehmet Bey ( Sarsılmaz) ile an-neleri Doksatlı Sıdıka, babaları Plevneli Softaağa Mustafa-'nın büyük bir titizlikle koruyup sakladığı ve zaman ımıza kazandırdığı çok değerli belgelerden yararlanınamı sağla-yan Sarsılmaz ailesinin Türkiye ve Pirlepe 'deki torunlarına, araştırmamın yazım, basını, belge ve bilgi toplanmasında katkıları olan; Sayın Burhanettin Kamay, Sayın Yaşar Aksoy, Sayın Irmak Tülbentçi, Sayın Recai Seyrek, Sayın Rafet Ballı, Sayın Arda Birgilt Sayın Hüseyin Aksoy, Sa-yın Latif Kulsadık, Sayın Gönül Özgür, Sayın Rabia Özgüvenç, Sayın Nadide Özceyhan ile Ankara büromuzdan Sa-yın MuammerYaşar, Sayın Ercan Deva, Sayın Murat De-miray, Sayın Erdoğan Özer, İstanbul büromuzdan Sayın Serdar Bapoğlu, Aydın büromuzdan Sayın Recep Başkar... Denizli büromuzdan Sayın Fermil Ölmez, Manisa büro-muzdan Sayın Mustafa Teker, Uşak büromuzdan Sayın Ahmet Güleç, Balıkesir büromuzdan Sayın Şaman Tür-köz, Burhaniye ( Balıkesir) muha birimiz sayın Krizini Öğün, Ayvalık muhabirimiz Sayın Ceynur Karagözoğlu, Bergama muhabirimiz Sayın Ercan Gürel, Akhisar muha-birimiz Sayın İsmail Taşkök. Tire muhabirimiz Sayın Ha-san Erki, Turgut/ii muhabirimiz Sayın Ramazan Güler'e meslek yaşamım boyunca bana her zaman manevi güç kay-nağı olmuş gazeteci ağabeylerimden; Sayın Haluk Camın, Sayın Lütfl Aksungur, Sayın Hasan Anar, Sayın Hayrul-lah Gülal, Sayın Reşat Sanlı ile İzmir Gazeteciler Cemiyeti Bşakam Sayın İsmail Sivri Beylere, mevcut imkanlarmı esirgemeyen; Yüksek Mühendis Sayın Ziya Özkan, Sayın Akşit Sokullu, Sayın Erdoğan Ocakoğht, Sayın Tunç Bil-gin, Sayın Seyhan Karadağ, Sayın Akif Hayvah, Av. Sayın Abdurrahman Arif Bilgin, Milliyet Gazetesi 'nden Sayın Ergin Ünal, Anadolu Ajansı'ndan Sayın İbrahim Çıngay, Apa Ofset'ten Sayın Engin Nur, Emekli Albay Sayın Emin Ünalan, Sayın Ferit Gültekin 'e, teşekkürü bir borç-biliyo-rum. Araştırmam:, gelmiş geçmiş bütün Yeni Asircilara, ya-dellerde kalmış Evlöd-ı Fâtihan diyarlarmın bütün yürekli torunlarma, isimleri cisimleri bilinmeyen, okunacak bir la-tiha için mezar taşları dahi olmayan onların: gelmiş ve geçmişlerine armağan ediyorum. (Türkmen Parlak)

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat