#smrgKİTABEVİ Yeni Despotizm : Eski Bir Canavarın Yeniden Canlandırılması - 2024
Görünürdeki farklılıklarına rağmen bu otoriter liderlerin hepsi demokrasiye karşı tutkulu bir düşmanlık besliyorlar ve insanları demokrasinin her türlü tezahürü aleyhinde kışkırtmakta çok azimliler. Çoğunlukların onların peşinden gönüllü olarak gittiği, demokrasinin hemen her yerde askıya alındığı, küresel çapta bir istisna siyasetinin koyu gölgesi altında yaşıyoruz. Despotların yönettiği bu dünyada despotizm sadece bir siyaset “sanatı” olarak meşrulaştırılıp benimsenmekle kalmıyor, bir kült(ür) olarak da normalleştiriliyor. Despotizm bugün yeniden canlandırılırken, kendisini inkâr eden, antidespotik, hatta demokratik olarak gören ve gösteren bir yapı sergiliyor. Ama unutmamalı: Baudelaire'in vaktiyle yazdığı gibi, “şeytanın en büyük kurnazlığı, insanları şeytanın var olmadığına inandırmasıdır.” Eğer kandırma despotizmin tanımlayıcı özelliğiyse, despotik yönetimlerin en büyük kandırmacası insanları despotik olmadıklarına ikna etmeleridir.
- Bülent Diken
YAZAR HAKKINDA: Lancaster ve Kadir Has Üniversitelerinde Sosyal ve Kültürel Teori dersleri veriyor. Araştırma alanları esasen sosyal teori, siyaset felsefesi, sinema sosyolojisi, kentleşme ve göçmenlikten oluşuyor. Başlıca kitapları: Strangers, Ambivalence and Social Theory (1998, Yabancılar, Müphemlik ve Sosyal Teori), The Culture of Exception (2005, İstisna Kültürü; Carsten B. Laustsen ile birlikte), Filmlerle Sosyoloji (Metis, 2010; Carsten B. Laustsen ile birlikte), Nihilizm (Ayrıntı, 2011), İsyan, Devrim, Eleştiri (Metis, 2013), God, Politics, Economy (Routledge, 2015) ve Nuri Bilge Ceylan Sineması (Metis, 2018; Graeme Gilloch ve Craig Hammond ile birlikte).
Görünürdeki farklılıklarına rağmen bu otoriter liderlerin hepsi demokrasiye karşı tutkulu bir düşmanlık besliyorlar ve insanları demokrasinin her türlü tezahürü aleyhinde kışkırtmakta çok azimliler. Çoğunlukların onların peşinden gönüllü olarak gittiği, demokrasinin hemen her yerde askıya alındığı, küresel çapta bir istisna siyasetinin koyu gölgesi altında yaşıyoruz. Despotların yönettiği bu dünyada despotizm sadece bir siyaset “sanatı” olarak meşrulaştırılıp benimsenmekle kalmıyor, bir kült(ür) olarak da normalleştiriliyor. Despotizm bugün yeniden canlandırılırken, kendisini inkâr eden, antidespotik, hatta demokratik olarak gören ve gösteren bir yapı sergiliyor. Ama unutmamalı: Baudelaire'in vaktiyle yazdığı gibi, “şeytanın en büyük kurnazlığı, insanları şeytanın var olmadığına inandırmasıdır.” Eğer kandırma despotizmin tanımlayıcı özelliğiyse, despotik yönetimlerin en büyük kandırmacası insanları despotik olmadıklarına ikna etmeleridir.
- Bülent Diken
YAZAR HAKKINDA: Lancaster ve Kadir Has Üniversitelerinde Sosyal ve Kültürel Teori dersleri veriyor. Araştırma alanları esasen sosyal teori, siyaset felsefesi, sinema sosyolojisi, kentleşme ve göçmenlikten oluşuyor. Başlıca kitapları: Strangers, Ambivalence and Social Theory (1998, Yabancılar, Müphemlik ve Sosyal Teori), The Culture of Exception (2005, İstisna Kültürü; Carsten B. Laustsen ile birlikte), Filmlerle Sosyoloji (Metis, 2010; Carsten B. Laustsen ile birlikte), Nihilizm (Ayrıntı, 2011), İsyan, Devrim, Eleştiri (Metis, 2013), God, Politics, Economy (Routledge, 2015) ve Nuri Bilge Ceylan Sineması (Metis, 2018; Graeme Gilloch ve Craig Hammond ile birlikte).