#smrgSAHAF Yeni İmla Kılavuzu Üzerine Bir Öntasar: Türk Dili Belleteni'nin 2. Seri 7 - 8. Sayısında Çıkan Anket -

Türk dilinin kendi öz varlığının gerekleriyle hiç uyuşmıyan arap yazısının girmesi, ilk günündenberi Türk imlasını karışık bir kılığa koymuştu. Dilin kendi varlığından çıkmış olan, Yenisey ve Orhon anıtlarındaki yazının ana kaynağını Türkoloğlar bir çok yollarla anlatmaya çalışmışlardı. Ancak bunun öz ve ana kaynağı, mıh yazılarının da çıkağı olan tarihten daha eski bir Türk ideogram sisteminden doğduğunu, değerli arkadaşımız Ahmet Cevat Emre bulmuş ve ortaya koymuştur.
Türk Dil Kurumunun kuruluşundan önce Dil Encümeni tarafından hazırlanan İmlâ Lûgati dışında geçen yaklaşık seksen yıllık süre içerisinde İmlâ Kılavuzu, Yeni İmlâ Kılavuzu, Yeni Yazım (İmlâ) Kılavuzu, Yeni Yazım Kılavuzu gibi değişik adlarla üç ayrı dizide kılavuzun yirmi altı kez basımı yapılmıştır.
Kurum, ilk baskı İmlâ Lûgati'ni de kendi yayını gibi değerlendirmiş, 1941 ve 1948 yıllarında yayımlanan kılavuzların Dil Encümeninin 1928 yılında hazırladığı İmlâ Lûgati'nin ikinci ve üçüncü baskıları olduğunu özellikle belirtmiştir.
Türk dilinin kendi öz varlığının gerekleriyle hiç uyuşmıyan arap yazısının girmesi, ilk günündenberi Türk imlasını karışık bir kılığa koymuştu. Dilin kendi varlığından çıkmış olan, Yenisey ve Orhon anıtlarındaki yazının ana kaynağını Türkoloğlar bir çok yollarla anlatmaya çalışmışlardı. Ancak bunun öz ve ana kaynağı, mıh yazılarının da çıkağı olan tarihten daha eski bir Türk ideogram sisteminden doğduğunu, değerli arkadaşımız Ahmet Cevat Emre bulmuş ve ortaya koymuştur.
Türk Dil Kurumunun kuruluşundan önce Dil Encümeni tarafından hazırlanan İmlâ Lûgati dışında geçen yaklaşık seksen yıllık süre içerisinde İmlâ Kılavuzu, Yeni İmlâ Kılavuzu, Yeni Yazım (İmlâ) Kılavuzu, Yeni Yazım Kılavuzu gibi değişik adlarla üç ayrı dizide kılavuzun yirmi altı kez basımı yapılmıştır.
Kurum, ilk baskı İmlâ Lûgati'ni de kendi yayını gibi değerlendirmiş, 1941 ve 1948 yıllarında yayımlanan kılavuzların Dil Encümeninin 1928 yılında hazırladığı İmlâ Lûgati'nin ikinci ve üçüncü baskıları olduğunu özellikle belirtmiştir.