#smrgKİTABEVİ Yeni Karşılaşmalar -
İnsanlar önce dış dünyanın bizi nasıl gördüğüne, ikinci olarak kendisinin dışarıya nasıl görünmek istediğine göre yaşarlar. Kendisinin kendisine nasıl göründüğüne göre yaşamak, intihardan daha güçtür. Sürüden kopup tek başına otlamaya çıkmanın yalnızlığını ister. Çobansızdır. Kurtlar kapabilir. Kendini tek başına kendin savunacaksın. Hayat sürmektedir. Ben varlığımı kendime ispatlamak için yazdığımı sanıyorum.
Yeni Karşılaşmalar Adalet Ağaoğlu'nun deneme, değini ve mektuplarının yanısıra konferans, TV programı ve söyleşilerinden oluşan serinin son “karşılaşma”sı. Sanattan, siyasetten, İstanbul'dan ve göçlerden söz ederken her zamanki gibi karşı duruyor; çünkü Ağaoğlu'na göre, “Yazarın yazdıklarını belirleyen hiç kuşkusuz düşünceleri, hattâ inançları bağlamında hayatta duruş biçimidir. İnsan haklarına tecavüzde bulunan her tutuma karşı durmak, görüp, biliyorum çığlığı atmak, bunları insanî bakımdan inandırıcı kılmak benim hiç üstümden atamadığım bir sorumluluk duygumdur. Ortalıkta boşu boşuna kalabalık ederek dolaşıp durmak yerine hayatta olmanın borcunu ödemek gibi bir şey.”
İnsanlar önce dış dünyanın bizi nasıl gördüğüne, ikinci olarak kendisinin dışarıya nasıl görünmek istediğine göre yaşarlar. Kendisinin kendisine nasıl göründüğüne göre yaşamak, intihardan daha güçtür. Sürüden kopup tek başına otlamaya çıkmanın yalnızlığını ister. Çobansızdır. Kurtlar kapabilir. Kendini tek başına kendin savunacaksın. Hayat sürmektedir. Ben varlığımı kendime ispatlamak için yazdığımı sanıyorum.
Yeni Karşılaşmalar Adalet Ağaoğlu'nun deneme, değini ve mektuplarının yanısıra konferans, TV programı ve söyleşilerinden oluşan serinin son “karşılaşma”sı. Sanattan, siyasetten, İstanbul'dan ve göçlerden söz ederken her zamanki gibi karşı duruyor; çünkü Ağaoğlu'na göre, “Yazarın yazdıklarını belirleyen hiç kuşkusuz düşünceleri, hattâ inançları bağlamında hayatta duruş biçimidir. İnsan haklarına tecavüzde bulunan her tutuma karşı durmak, görüp, biliyorum çığlığı atmak, bunları insanî bakımdan inandırıcı kılmak benim hiç üstümden atamadığım bir sorumluluk duygumdur. Ortalıkta boşu boşuna kalabalık ederek dolaşıp durmak yerine hayatta olmanın borcunu ödemek gibi bir şey.”