Sosyal medyanın en etkili argümanı olan cep telefonuyla her bireyin dünyaya muhabirlik yaptığını ve tüm insanlığı haberdar ettiğini; cep telefonu kullananın kendi çapında birer gazetecilik yaptığını göstermiyor mu?
Cep telefonu kullanıcılarının sosyal medya hesabından attığı bir twit, resim, video veya şarkıyı üç beş saniyede servis ettiklerinde, ülkelerinin veya dünyanın gündemini belirleyen birer fenomen olmuyorlar mı?
İnternetin ansiklopedisi olarak bilinen Google'dan ister kendinizi ister bir tanıdığınızın veya herhangi bir ülkeyi yazdığınızda o kişilerin ve toplumların ne üretip tükettiğini tüm detaylarıyla, bir tuşa dokunmakla dokümanını size vermiyor mu?
Sosyalist sistemi çökerten, Arap Baharı'nı ortaya çıkartan, diktatörleri ve kralları tarihin çöplüğüne atan, sırlarını ifşa eden; Gezi olaylarıyla Recep Tayyip Erdoğan'ın kimyasını bozan, koltuğunu sallayan, ezberini bozan internetin ortaya çıkarttığı; “sosyal medyanın” argümanlarıyla örgütlenip, yetmiş gün sokaklara dökülüp başkaldıran, meydanları dolduran halkların mücadelesiyle yok olup etkisiz hale gelmediler mi?
Gezi olaylarında Erdoğan'a beddua ettiren; “Allah'ın baş belası sosyal medya, toplumların başının belası oldu.” sözü, “yeni muhalefetin sosyal medya' olduğunun itirafı değil mi?
AKP'nin 17/25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonunu kamuoyu olarak, sosyal medyadan öğrenmedik mi?
Sosyal medyanın evrensel “kuşu” çoğulcu toplumların sesi, kulağı, dili olurken; çoğunluk gibi yaşamak istemeyen, bireyim diyenlerin de nefesi olmadı mı? Konuları ve olayları çok yönlü ele alarak soruyor – sorguluyor, aykırı fikirleriyle elinizdeki kitapta…
Sosyal medyanın en etkili argümanı olan cep telefonuyla her bireyin dünyaya muhabirlik yaptığını ve tüm insanlığı haberdar ettiğini; cep telefonu kullananın kendi çapında birer gazetecilik yaptığını göstermiyor mu?
Cep telefonu kullanıcılarının sosyal medya hesabından attığı bir twit, resim, video veya şarkıyı üç beş saniyede servis ettiklerinde, ülkelerinin veya dünyanın gündemini belirleyen birer fenomen olmuyorlar mı?
İnternetin ansiklopedisi olarak bilinen Google'dan ister kendinizi ister bir tanıdığınızın veya herhangi bir ülkeyi yazdığınızda o kişilerin ve toplumların ne üretip tükettiğini tüm detaylarıyla, bir tuşa dokunmakla dokümanını size vermiyor mu?
Sosyalist sistemi çökerten, Arap Baharı'nı ortaya çıkartan, diktatörleri ve kralları tarihin çöplüğüne atan, sırlarını ifşa eden; Gezi olaylarıyla Recep Tayyip Erdoğan'ın kimyasını bozan, koltuğunu sallayan, ezberini bozan internetin ortaya çıkarttığı; “sosyal medyanın” argümanlarıyla örgütlenip, yetmiş gün sokaklara dökülüp başkaldıran, meydanları dolduran halkların mücadelesiyle yok olup etkisiz hale gelmediler mi?
Gezi olaylarında Erdoğan'a beddua ettiren; “Allah'ın baş belası sosyal medya, toplumların başının belası oldu.” sözü, “yeni muhalefetin sosyal medya' olduğunun itirafı değil mi?
AKP'nin 17/25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonunu kamuoyu olarak, sosyal medyadan öğrenmedik mi?
Sosyal medyanın evrensel “kuşu” çoğulcu toplumların sesi, kulağı, dili olurken; çoğunluk gibi yaşamak istemeyen, bireyim diyenlerin de nefesi olmadı mı? Konuları ve olayları çok yönlü ele alarak soruyor – sorguluyor, aykırı fikirleriyle elinizdeki kitapta…