#smrgKİTABEVİ Yeni Pazar Sancağı'na Dair: Tarih Gelenek Medeniyet Siyaset Savaşlar Boşnak Seçkinleri ile Sohbetler - 2023
Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
ISBN-10:
6259915258
Kargoya Teslim Süresi:
3&6
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
251
Basım Yeri:
Antalya
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2023
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199218481
605102
https://www.simurgkitabevi.com/yeni-pazar-sancagina-dair-tarih-gelenek-medeniyet-siyaset-savaslar-bosnak-seckinleri-ile-sohbetler-2023
Yeni Pazar Sancağı'na Dair: Tarih Gelenek Medeniyet Siyaset Savaşlar Boşnak Seçkinleri ile Sohbetler - 2023 #smrgKİTABEVİ
0.00
Yeni Pazar Sancağı Balkanlardaki Türk ve Müslüman varlığı için son derece önemli bir bölgedir. Günümüzde Novi Pazar adıyla bilinmekte olup Şumnu'nun (Şumen) 20 km. kuzeydoğusunda yer alır. Bulgarca kaynaklarda 1878'e kadar Enipazar ismiyle zikredilmektedir. Burası XVI. yüzyılda ortaya çıkmış ve Silistre sancağının Pravadi (Provadya) kazasında nahiye merkezi ve küçük bir kasaba olarak gelişme göstermiş, XVII. yüzyıldan itibaren bir kaza merkezi haline gelmiştir. Yenipazar kazasının 1873'te otuzu Türkçe, dokuzu Bulgarca ad taşıyan toplam otuz dokuz köyü vardı. Türk köylerinden bazılarında hıristiyan nüfus ağırlık kazanırken Bulgarca ad taşıyan köyler çoğunlukla karışıktı. Küçük Yenipazar kasabası, kazanın hemen hemen ortasından geçen Eğridere (Kriva Reka) üzerinde bulunmaktadır. Kazanın kuzey yarısı XIX. yüzyıla kadar çoğunlukla yeşil alanla kaplı düz ve açık bir ovadan oluşuyordu. Türk köylerinin çoğu da burada yer almaktaydı.
Yenipazar yöresine ait en eski kayıtlar Silistre sancağına ait 922 (1516) tarihli Tahrir Defteri'nde yer alır. Buna göre söz konusu bölgede Türkçe ad taşıyan Türkler'le meskûn on yedi köy mevcuttur. Bunlar ortalama dokuz hânelik küçük yerleşim yerleriydi; Bulgar köyleri ise dört kat daha büyüktü. Türk köylerinin çoğunun adında sürgün köyleri olduğunu gösteren işaretlere rastlanır. Bu açık, düz ve boş alana yapılan yerleşimin Osmanlı yönetimince desteklendiği bellidir. Bu kesimde, Türk Göktanrısına adanmış bir pagan tapınağı ve hanın yıkılmış sarayı ile pagan ve erken dönem hıristiyan Bulgar İmparatorluğu'nun ilk başşehri Pliska'nın kalıntıları bulunmaktadır. Göçmen yörüklerden bir grup Pliska'nın büyük suruna yerleşmiş ve köylerinin adını da ahî kardeşliğinin üyeleri tarafından kurulduğuna işaret etmek üzere Ahî Baba koymuştur. Daha sonra Ahî Baba ismi Ak Baba olarak değişmiş ve XIX. yüzyılda baba kelimesinin mahallî telaffuzuna uygun biçimde Aboba'ya dönüşmüştür. Pliska surlarının hemen dışındaki Söğütlü köyü “Eski İstanbulluk”un yanında bulunduğuna dair kayıtla tarif edilmiştir ki bu sonuncu ad sözü edilen etkileyici kalıntılara yerleşimciler tarafından verilmişti. Pliska yaklaşık 1000 yıldır yıkık ve metruk halde idi.
Yeni Pazar Sancağı, Türk tarihinin zenginlikleri ve kültürel derinliğiyle ön plana çıkan bir bölgedir. Tarih boyunca çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapmış, farklı kültürel unsurları barındırmıştır. Sancağın toprakları, savaşlar ve siyasi çekişmelerin izlerini taşırken, bu geçmişten gelen derinlik, bölgenin kimliğini şekillendirmiştir. Boşnak seçkinleri, bu zengin mirası yaşatan ve koruyan önemli figürlerdir. Onların tarih, gelenek ve medeniyet üzerine olan bilgi birikimi, Sancağın kültürel dokusunu zenginleştirmiştir. Sohbetleri, geçmişin hatıralarını canlandırırken, gelecek nesillere de aktarılan bir miras niteliği taşır. Bu sohbetler, Sancağın kültürel ve entelektüel değerlerini yaşatmada önemli bir rol oynar.
Yenipazar yöresine ait en eski kayıtlar Silistre sancağına ait 922 (1516) tarihli Tahrir Defteri'nde yer alır. Buna göre söz konusu bölgede Türkçe ad taşıyan Türkler'le meskûn on yedi köy mevcuttur. Bunlar ortalama dokuz hânelik küçük yerleşim yerleriydi; Bulgar köyleri ise dört kat daha büyüktü. Türk köylerinin çoğunun adında sürgün köyleri olduğunu gösteren işaretlere rastlanır. Bu açık, düz ve boş alana yapılan yerleşimin Osmanlı yönetimince desteklendiği bellidir. Bu kesimde, Türk Göktanrısına adanmış bir pagan tapınağı ve hanın yıkılmış sarayı ile pagan ve erken dönem hıristiyan Bulgar İmparatorluğu'nun ilk başşehri Pliska'nın kalıntıları bulunmaktadır. Göçmen yörüklerden bir grup Pliska'nın büyük suruna yerleşmiş ve köylerinin adını da ahî kardeşliğinin üyeleri tarafından kurulduğuna işaret etmek üzere Ahî Baba koymuştur. Daha sonra Ahî Baba ismi Ak Baba olarak değişmiş ve XIX. yüzyılda baba kelimesinin mahallî telaffuzuna uygun biçimde Aboba'ya dönüşmüştür. Pliska surlarının hemen dışındaki Söğütlü köyü “Eski İstanbulluk”un yanında bulunduğuna dair kayıtla tarif edilmiştir ki bu sonuncu ad sözü edilen etkileyici kalıntılara yerleşimciler tarafından verilmişti. Pliska yaklaşık 1000 yıldır yıkık ve metruk halde idi.
Yeni Pazar Sancağı, Türk tarihinin zenginlikleri ve kültürel derinliğiyle ön plana çıkan bir bölgedir. Tarih boyunca çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapmış, farklı kültürel unsurları barındırmıştır. Sancağın toprakları, savaşlar ve siyasi çekişmelerin izlerini taşırken, bu geçmişten gelen derinlik, bölgenin kimliğini şekillendirmiştir. Boşnak seçkinleri, bu zengin mirası yaşatan ve koruyan önemli figürlerdir. Onların tarih, gelenek ve medeniyet üzerine olan bilgi birikimi, Sancağın kültürel dokusunu zenginleştirmiştir. Sohbetleri, geçmişin hatıralarını canlandırırken, gelecek nesillere de aktarılan bir miras niteliği taşır. Bu sohbetler, Sancağın kültürel ve entelektüel değerlerini yaşatmada önemli bir rol oynar.
Yeni Pazar Sancağı Balkanlardaki Türk ve Müslüman varlığı için son derece önemli bir bölgedir. Günümüzde Novi Pazar adıyla bilinmekte olup Şumnu'nun (Şumen) 20 km. kuzeydoğusunda yer alır. Bulgarca kaynaklarda 1878'e kadar Enipazar ismiyle zikredilmektedir. Burası XVI. yüzyılda ortaya çıkmış ve Silistre sancağının Pravadi (Provadya) kazasında nahiye merkezi ve küçük bir kasaba olarak gelişme göstermiş, XVII. yüzyıldan itibaren bir kaza merkezi haline gelmiştir. Yenipazar kazasının 1873'te otuzu Türkçe, dokuzu Bulgarca ad taşıyan toplam otuz dokuz köyü vardı. Türk köylerinden bazılarında hıristiyan nüfus ağırlık kazanırken Bulgarca ad taşıyan köyler çoğunlukla karışıktı. Küçük Yenipazar kasabası, kazanın hemen hemen ortasından geçen Eğridere (Kriva Reka) üzerinde bulunmaktadır. Kazanın kuzey yarısı XIX. yüzyıla kadar çoğunlukla yeşil alanla kaplı düz ve açık bir ovadan oluşuyordu. Türk köylerinin çoğu da burada yer almaktaydı.
Yenipazar yöresine ait en eski kayıtlar Silistre sancağına ait 922 (1516) tarihli Tahrir Defteri'nde yer alır. Buna göre söz konusu bölgede Türkçe ad taşıyan Türkler'le meskûn on yedi köy mevcuttur. Bunlar ortalama dokuz hânelik küçük yerleşim yerleriydi; Bulgar köyleri ise dört kat daha büyüktü. Türk köylerinin çoğunun adında sürgün köyleri olduğunu gösteren işaretlere rastlanır. Bu açık, düz ve boş alana yapılan yerleşimin Osmanlı yönetimince desteklendiği bellidir. Bu kesimde, Türk Göktanrısına adanmış bir pagan tapınağı ve hanın yıkılmış sarayı ile pagan ve erken dönem hıristiyan Bulgar İmparatorluğu'nun ilk başşehri Pliska'nın kalıntıları bulunmaktadır. Göçmen yörüklerden bir grup Pliska'nın büyük suruna yerleşmiş ve köylerinin adını da ahî kardeşliğinin üyeleri tarafından kurulduğuna işaret etmek üzere Ahî Baba koymuştur. Daha sonra Ahî Baba ismi Ak Baba olarak değişmiş ve XIX. yüzyılda baba kelimesinin mahallî telaffuzuna uygun biçimde Aboba'ya dönüşmüştür. Pliska surlarının hemen dışındaki Söğütlü köyü “Eski İstanbulluk”un yanında bulunduğuna dair kayıtla tarif edilmiştir ki bu sonuncu ad sözü edilen etkileyici kalıntılara yerleşimciler tarafından verilmişti. Pliska yaklaşık 1000 yıldır yıkık ve metruk halde idi.
Yeni Pazar Sancağı, Türk tarihinin zenginlikleri ve kültürel derinliğiyle ön plana çıkan bir bölgedir. Tarih boyunca çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapmış, farklı kültürel unsurları barındırmıştır. Sancağın toprakları, savaşlar ve siyasi çekişmelerin izlerini taşırken, bu geçmişten gelen derinlik, bölgenin kimliğini şekillendirmiştir. Boşnak seçkinleri, bu zengin mirası yaşatan ve koruyan önemli figürlerdir. Onların tarih, gelenek ve medeniyet üzerine olan bilgi birikimi, Sancağın kültürel dokusunu zenginleştirmiştir. Sohbetleri, geçmişin hatıralarını canlandırırken, gelecek nesillere de aktarılan bir miras niteliği taşır. Bu sohbetler, Sancağın kültürel ve entelektüel değerlerini yaşatmada önemli bir rol oynar.
Yenipazar yöresine ait en eski kayıtlar Silistre sancağına ait 922 (1516) tarihli Tahrir Defteri'nde yer alır. Buna göre söz konusu bölgede Türkçe ad taşıyan Türkler'le meskûn on yedi köy mevcuttur. Bunlar ortalama dokuz hânelik küçük yerleşim yerleriydi; Bulgar köyleri ise dört kat daha büyüktü. Türk köylerinin çoğunun adında sürgün köyleri olduğunu gösteren işaretlere rastlanır. Bu açık, düz ve boş alana yapılan yerleşimin Osmanlı yönetimince desteklendiği bellidir. Bu kesimde, Türk Göktanrısına adanmış bir pagan tapınağı ve hanın yıkılmış sarayı ile pagan ve erken dönem hıristiyan Bulgar İmparatorluğu'nun ilk başşehri Pliska'nın kalıntıları bulunmaktadır. Göçmen yörüklerden bir grup Pliska'nın büyük suruna yerleşmiş ve köylerinin adını da ahî kardeşliğinin üyeleri tarafından kurulduğuna işaret etmek üzere Ahî Baba koymuştur. Daha sonra Ahî Baba ismi Ak Baba olarak değişmiş ve XIX. yüzyılda baba kelimesinin mahallî telaffuzuna uygun biçimde Aboba'ya dönüşmüştür. Pliska surlarının hemen dışındaki Söğütlü köyü “Eski İstanbulluk”un yanında bulunduğuna dair kayıtla tarif edilmiştir ki bu sonuncu ad sözü edilen etkileyici kalıntılara yerleşimciler tarafından verilmişti. Pliska yaklaşık 1000 yıldır yıkık ve metruk halde idi.
Yeni Pazar Sancağı, Türk tarihinin zenginlikleri ve kültürel derinliğiyle ön plana çıkan bir bölgedir. Tarih boyunca çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapmış, farklı kültürel unsurları barındırmıştır. Sancağın toprakları, savaşlar ve siyasi çekişmelerin izlerini taşırken, bu geçmişten gelen derinlik, bölgenin kimliğini şekillendirmiştir. Boşnak seçkinleri, bu zengin mirası yaşatan ve koruyan önemli figürlerdir. Onların tarih, gelenek ve medeniyet üzerine olan bilgi birikimi, Sancağın kültürel dokusunu zenginleştirmiştir. Sohbetleri, geçmişin hatıralarını canlandırırken, gelecek nesillere de aktarılan bir miras niteliği taşır. Bu sohbetler, Sancağın kültürel ve entelektüel değerlerini yaşatmada önemli bir rol oynar.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.