#smrgKİTABEVİ Yeni Şifre: Aykırı Tezler -
Tartışmaları uzun süredir devam etmesine rağmen 'küreselleşme' tezi, bir kez daha iflas etmiştir. Emperyalizmi 'şirin' kılarak halkların gündemine yeniden sokmak, artık anlamsızdır. Kapitalist dünya sistemiyle Türkiye'deki neo-liberal politikaların eleştirisi, 'küresel' emperyalizmle Türkiye kapitalizminin 'düşük yoğunluklu demokrasi'sinin yeni şifresini de kırıyor. Türkiye kapitalizmi konjonktüre uygun olarak kendisini yeniden yapılandırıyor. Bu süreç oldukça çatışmalı geçiyor. Bu çatışmanın merkezinde AKP-CHP ya da MUSİAD ve bürokrat burjuvazi var. ABD'nin ılımlı İslam projesi, Ortadoğu ve Kafkasların yeniden yapılandırılması çerçevesinde geliştirilen bir projedir.
Kürt sorununun kapsamlı bir analizini gerçekleştirirken Kürtlerin demokratik talepleri, bunun karşısında sosyalistlerin nasıl tavır alması gerektiğine dair uzun süredir devam eden bir kafa karışıklığı var. Bir yandan demokratik taleplerin desteklenmesi, öte yandan Marx'a ve düşüncelerine yönelik saldırılara karşı tutarlı bir tavır geliştirmek; bu ikili görevi bir arada realize etmek hayati bir önem taşıyor.
Genel anlamda sosyalist hareketin, spesifik olarak da Kaypakkaya geleneğinin dünü, bugünü ve geleceğine ilişkin anlamlı bir değerlendirme yapmak için, sadece sosyalistlerin önündeki tıkaçların neler olduğuna, bu tıkaçların nasıl açılacağına dair tutarlı eleştirel bir bakış açısı geliştirip 'eski' olanın şifresini kırmak gerekmiyor mu?
'Ötekileştirilenler': Bu kitap 'bize' dair sis perdesine aralarken toplumun 'dışlanmış' kültür ve inançlarına, kadınlara ve eşcinsellere dair bir perspektif de sunma ihtiyacı duyuyor. Bu kitap, bir çemberin dairesine hapsolmuş sorunlar yumağına ilişkin kapsamlı çözümlemeler yaparken, düşünüş tarzı ve çözüm önerileriyle bu çemberin dışına çıkılması gerektiğine işaret ediyor. Bunun için tezler, klişeleşmişe ve eklektizmin çarpık teorik-politik krallığına savaş açtığı müddetçe 'aykırı' olmak durumundadır. Statüko yıkılırken direnir, geçmişin bitmiş felsefesine daha sıkı bağlanır. Ne kadar bilimi yaklaşıyorsan, o kadar statükonun eleştirisine girersin. Bu, gelişim yasasının kaçınılmazlığı sonucudur...
Tartışmaları uzun süredir devam etmesine rağmen 'küreselleşme' tezi, bir kez daha iflas etmiştir. Emperyalizmi 'şirin' kılarak halkların gündemine yeniden sokmak, artık anlamsızdır. Kapitalist dünya sistemiyle Türkiye'deki neo-liberal politikaların eleştirisi, 'küresel' emperyalizmle Türkiye kapitalizminin 'düşük yoğunluklu demokrasi'sinin yeni şifresini de kırıyor. Türkiye kapitalizmi konjonktüre uygun olarak kendisini yeniden yapılandırıyor. Bu süreç oldukça çatışmalı geçiyor. Bu çatışmanın merkezinde AKP-CHP ya da MUSİAD ve bürokrat burjuvazi var. ABD'nin ılımlı İslam projesi, Ortadoğu ve Kafkasların yeniden yapılandırılması çerçevesinde geliştirilen bir projedir.
Kürt sorununun kapsamlı bir analizini gerçekleştirirken Kürtlerin demokratik talepleri, bunun karşısında sosyalistlerin nasıl tavır alması gerektiğine dair uzun süredir devam eden bir kafa karışıklığı var. Bir yandan demokratik taleplerin desteklenmesi, öte yandan Marx'a ve düşüncelerine yönelik saldırılara karşı tutarlı bir tavır geliştirmek; bu ikili görevi bir arada realize etmek hayati bir önem taşıyor.
Genel anlamda sosyalist hareketin, spesifik olarak da Kaypakkaya geleneğinin dünü, bugünü ve geleceğine ilişkin anlamlı bir değerlendirme yapmak için, sadece sosyalistlerin önündeki tıkaçların neler olduğuna, bu tıkaçların nasıl açılacağına dair tutarlı eleştirel bir bakış açısı geliştirip 'eski' olanın şifresini kırmak gerekmiyor mu?
'Ötekileştirilenler': Bu kitap 'bize' dair sis perdesine aralarken toplumun 'dışlanmış' kültür ve inançlarına, kadınlara ve eşcinsellere dair bir perspektif de sunma ihtiyacı duyuyor. Bu kitap, bir çemberin dairesine hapsolmuş sorunlar yumağına ilişkin kapsamlı çözümlemeler yaparken, düşünüş tarzı ve çözüm önerileriyle bu çemberin dışına çıkılması gerektiğine işaret ediyor. Bunun için tezler, klişeleşmişe ve eklektizmin çarpık teorik-politik krallığına savaş açtığı müddetçe 'aykırı' olmak durumundadır. Statüko yıkılırken direnir, geçmişin bitmiş felsefesine daha sıkı bağlanır. Ne kadar bilimi yaklaşıyorsan, o kadar statükonun eleştirisine girersin. Bu, gelişim yasasının kaçınılmazlığı sonucudur...