Yeni - Üç Aylık Kültür Dergisi - Kültür Endüstrileri - Sayı 2 Kış

Stok Kodu:
1199124943
Boyut:
16x24
Sayfa Sayısı:
295 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2011
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
0,00
1199124943
510644
Yeni - Üç Aylık Kültür Dergisi - Kültür Endüstrileri - Sayı 2      Kış
Yeni - Üç Aylık Kültür Dergisi - Kültür Endüstrileri - Sayı 2 Kış
0.00
Yayın Kurulu, Oruç Aruoba, Enis Batur, Ali Cengizkan, Oğuz Demiralp, Evren Erem, İsmail Ertürk, Murat Gülsoy, Ekrem Işın, Fahri Özdemir, Soli Özel, Kaan Özkan, Orhan Tekelioğlu ve Gündüz Vassaf'tan oluşmakta olan derginin editör'den başlıklı yazısı: Editör'den (yeni)nin bu sayısında (yeni) için yapılmış iki söyleşi var. Leylâ Erbil ile yapılan söyleşi iki konuda odaklanıyor: birincisi, yapıtlarındaki, ilk kitabı Hallaç'tan bu yana kesilmeden süren biçemsel buluş ve yenilikler; ikincisi, biçim ile içeriğin, insan ve toplum üzerine olan genel geçer ahlâk kurallarını sarsarak, Cumhuriyet sonrası edebiyatımızda ödünsüz ve özgün bir biçimde buluşması. İkinci söyleşi, Edward Said ile Doğu-Batı Divan Orkestrası'nı kurmuş Daniel Barenboim ile Evren Erem'in yaptığı; müziğin, Filistin ile İsrail arasında, dinler arası ve toplumsal çatışmalar üstü bir diyalog kurulmasına katkısı üzerine. Bu söyleşi, Türkiye'de Naipaul üzerine kopan ateşli tartışmadan çok önce yapılmıştı. O yüzden, has sanatçıların, düşünce farklılıkları ve bireysellik konularında, sığ değil derinlikli düşünmenin güzel bir örneği. Naipaul tartışmasını da dergiye taşıdık: Seçtiğimiz yöntem, tartışmadaki farklı görüşleri yansıtan dört gazete yazısını tümüyle, gazete ve televizyonda belirtilmiş bazı görüşleri de alıntı yaparak yayımlamak. 2010 yılında, Emir Kusturica'dan sonra V. S. Naipaul'un da Türkiye'ye gelememesinin, İstanbul'un Avrupa Kültür Başkenti olduğu yıla ve Türkiye'de demokrasi üzerine yoğun tartışmaların olduğu bir döneme rastlaması başlı başına bir tartışma konusu. Ancak, Madımak vahşetini de anımsarsak, her şeyden önce çok ürkütücü. İstanbul'un son zamanlarda, uluslararası yansıma da bulan, pazarlanan cilalı imgesiyle çelişkili bir durum bu. Bu bağlamda, Kaya Genç'in bu sayıdaki, Conrad'ın Karanlığın Yüreği kısa romanından yola çıkan, ‘Thames Nehri'nde İki Seyahat' denemesi, Boğaz'ın sakin sularında, bizdeki ‘karanlığın yüreği'ne dikkat çekmesi yeni bir önem kazanıyor. (yeni)nin bu sayısındaki dosya konusu ‘kültür endüstrileri'. Kapitalizm, sanayi sonrası iktisadi yapılanmasında, kültüre yeni bir işlev yükleme girişiminde. Kültürdeki yaratıcılığı, ‘yaratıcı ekonomi' şablonuyla, üst-yapısal olgudan, alt-yapısal sermayeye dönüştürme peşinde. Aydınlar ve sanatçılar da, bu süreçte, kültür bürokratları ve yöneticilerine dönüşmekte. Serhan Ada, İsmail Ertürk, Beral Madra ve Orhan Tekelioğlu'nun katıldığı yuvarlak masa konuşmasında, dosya konusu tartışma 2010'da Avrupa Kültür Başkenti olan İstanbul'a da göndermelerde bulunarak, kültür ve aydınlar, kültür ve toplum, kültür ve kapitalizm konularına değiniyor. Susan Galloway ile Stewart Dunlop'un ortak makaleleri, Adorno'nun dolaşıma soktuğu kültür endüstrileri yerine, günümüz kapitalizminde yaratıcı endüstriler deyiminin yaygınlık kazanmasının nedenlerini tartışıyor. Tony Bennett de, Foucault'nun yönetimsellik, Habermas'ın kamusal alan kavramlarından yola çıkarak, günümüzde kültür politikaları ile aydınlar arasındaki ilişkileri ele alıyor. Alnoor Mitha'nın, (yeni)ye mektuplarda, ‘21. Yüzyılda Asya Ne Demek?' yazısı, Manchester Asya Triennial'i örneğiyle, Bennett'in, kültür endüstrilerine yaklaşımına iyi eklemleniyor. Dosyadaki öbür yazılarda, Arzu Uraz, Avrupa Kültür Başkenti uygulamasını, sanayi sonrası Avrupa'da, kültür eksenli bir iktisat politikası olarak gelişimini anlatırken; Taçlı Yazıcıoğlu ise kültür ile endüstri kavramlarının, günümüz kapitalizminde, yeni ve yaygınlık kazanan bir buluşma noktası ‘markalaşma' konusunu inceliyor. Murat Gülsoy ise Ahmet Hamdi Tanpınar'a dönerek, modernleşme ve Batılılaşma izlekleri bağlamında, kültür ve endüstri ilişkilerine Türkçe edebiyat içinden bakıyor. (yeni)ye mektuplar, bu sayıda Montevideo (Cem Sarvan) ve Manchester (Alnoor Mitha)'dan geliyor. Ayrıca, Borges ve Breton gibi devleri etkilemiş Antonio Porchia'nın aforizmalarını, Mustafa Yılmazer bize mektup olarak attı. (yeni)nin ilk sayısındaki (yeni)den bölümünde, Türkiye'nin ilk nitelikli çağdaş müzik dergisi Opus'un ilk sayısındaki İlhan K. Mimaroğlu'nun, karamsar ‘başlangıç sancıları' yazısını yeniden yayımlamıştık. Bu sayıda, Mimaroğlu'nun karamsarlığını, 48 yıl sonra biraz olsun dağıtabilir diye iki çağdaş besteci üzerine iki müzikçinin yazılarını yayımlıyoruz. Z. Gülçin Özkişi'nin yazısının konusu, İlhan Usmanbaş'ın öğrencisi olmuş, 1977 doğumlu besteci Zeynep Gedizlioğlu'nun Hrant Dink'e adadığı Susma başlıklı II Numaralı Yaylı Dörtlüsü ve müzik analizi kuramları. Türkiye doğumlu Jean-Philip Calvin, öğrencisi olduğu çağdaş besteci İannis Xenakis'i, ölümünün onuncu yılı olan 2011'de anmak için yazdığı yazısıyla, Xenakis'i 2011 yılındaki anma etkinliklerine Türkiye'den (yeni)nin de katılmasını sağlıyor. Özkişi ve Calvin'in yazıları, (yeni)nin ‘yeni'liklerine örnek, risk almaktan kaçınmayan girişimler. Çağdaş müzik, bence, günümüzde, resim ve edebiyatın 20. yüzyıl başındaki ve ortasındaki sanata getirdikleri estetik ve düşünsel devinimlere benzer bir devinim potansiyelini barındırıyor. (yeni)de bu konuya sıkça dönmeyi düşünüyoruz. (yeni)lerde, Ekrem Işın, Türkiye'deki kültür ortamının kendisinden alışık olmadığı türde yazmayı, çarpıcı bir biçimde sürdürüyor. Çözümleme açısından, hem yazılı hem de görsel medyanın çoğunluk kirlettiği; akademik dünyanın ise kariyer kaygılarıyla genellikle sığlaştırdığı siyaset ve tarih konularına, dilin olanaklarını sonuna değin kullanarak, aforizmalarıyla derinlikli ve çarpıcı bir biçimde dalıyor. Lesley Chamberlain, Heidegger'e özgün bir yorum denemesine girişiyor: Heidegger metafiziğinde Darwin biyolojisinin izlerini arıyor. Enis Batur, son zamanlardaki yazılarına damgasını vurduğunu düşündüğüm ‘dinlenmiş' bir ağırlık ritmiyle okuyucusunu yeni yolculuklara taşımayı sürdürüyor. Murat Yalçın'ın öyküsü, Beckett'in mektupları, Gündüz Vassaf'ın İstanbul üzerine lirik düşünceleri, Özer Sayın'ın bu yıl edebiyat Nobel'i alan Mario Vargas Llosa üzerine yazısı (yeni)ler bölümündeki edebiyat zenginlikleri. (yeni)den, Opus dergisindeki bir Abdi İpekçi söyleşisi ve Metin Altıok'un kendi elinden bir notla sonlanıyor. Dosya konusu, ‘demokrasi çıkmazda mı?' olan Bahar 2011 sayımızda buluşmak üzere. İsmail ERTÜRK
Yayın Kurulu, Oruç Aruoba, Enis Batur, Ali Cengizkan, Oğuz Demiralp, Evren Erem, İsmail Ertürk, Murat Gülsoy, Ekrem Işın, Fahri Özdemir, Soli Özel, Kaan Özkan, Orhan Tekelioğlu ve Gündüz Vassaf'tan oluşmakta olan derginin editör'den başlıklı yazısı: Editör'den (yeni)nin bu sayısında (yeni) için yapılmış iki söyleşi var. Leylâ Erbil ile yapılan söyleşi iki konuda odaklanıyor: birincisi, yapıtlarındaki, ilk kitabı Hallaç'tan bu yana kesilmeden süren biçemsel buluş ve yenilikler; ikincisi, biçim ile içeriğin, insan ve toplum üzerine olan genel geçer ahlâk kurallarını sarsarak, Cumhuriyet sonrası edebiyatımızda ödünsüz ve özgün bir biçimde buluşması. İkinci söyleşi, Edward Said ile Doğu-Batı Divan Orkestrası'nı kurmuş Daniel Barenboim ile Evren Erem'in yaptığı; müziğin, Filistin ile İsrail arasında, dinler arası ve toplumsal çatışmalar üstü bir diyalog kurulmasına katkısı üzerine. Bu söyleşi, Türkiye'de Naipaul üzerine kopan ateşli tartışmadan çok önce yapılmıştı. O yüzden, has sanatçıların, düşünce farklılıkları ve bireysellik konularında, sığ değil derinlikli düşünmenin güzel bir örneği. Naipaul tartışmasını da dergiye taşıdık: Seçtiğimiz yöntem, tartışmadaki farklı görüşleri yansıtan dört gazete yazısını tümüyle, gazete ve televizyonda belirtilmiş bazı görüşleri de alıntı yaparak yayımlamak. 2010 yılında, Emir Kusturica'dan sonra V. S. Naipaul'un da Türkiye'ye gelememesinin, İstanbul'un Avrupa Kültür Başkenti olduğu yıla ve Türkiye'de demokrasi üzerine yoğun tartışmaların olduğu bir döneme rastlaması başlı başına bir tartışma konusu. Ancak, Madımak vahşetini de anımsarsak, her şeyden önce çok ürkütücü. İstanbul'un son zamanlarda, uluslararası yansıma da bulan, pazarlanan cilalı imgesiyle çelişkili bir durum bu. Bu bağlamda, Kaya Genç'in bu sayıdaki, Conrad'ın Karanlığın Yüreği kısa romanından yola çıkan, ‘Thames Nehri'nde İki Seyahat' denemesi, Boğaz'ın sakin sularında, bizdeki ‘karanlığın yüreği'ne dikkat çekmesi yeni bir önem kazanıyor. (yeni)nin bu sayısındaki dosya konusu ‘kültür endüstrileri'. Kapitalizm, sanayi sonrası iktisadi yapılanmasında, kültüre yeni bir işlev yükleme girişiminde. Kültürdeki yaratıcılığı, ‘yaratıcı ekonomi' şablonuyla, üst-yapısal olgudan, alt-yapısal sermayeye dönüştürme peşinde. Aydınlar ve sanatçılar da, bu süreçte, kültür bürokratları ve yöneticilerine dönüşmekte. Serhan Ada, İsmail Ertürk, Beral Madra ve Orhan Tekelioğlu'nun katıldığı yuvarlak masa konuşmasında, dosya konusu tartışma 2010'da Avrupa Kültür Başkenti olan İstanbul'a da göndermelerde bulunarak, kültür ve aydınlar, kültür ve toplum, kültür ve kapitalizm konularına değiniyor. Susan Galloway ile Stewart Dunlop'un ortak makaleleri, Adorno'nun dolaşıma soktuğu kültür endüstrileri yerine, günümüz kapitalizminde yaratıcı endüstriler deyiminin yaygınlık kazanmasının nedenlerini tartışıyor. Tony Bennett de, Foucault'nun yönetimsellik, Habermas'ın kamusal alan kavramlarından yola çıkarak, günümüzde kültür politikaları ile aydınlar arasındaki ilişkileri ele alıyor. Alnoor Mitha'nın, (yeni)ye mektuplarda, ‘21. Yüzyılda Asya Ne Demek?' yazısı, Manchester Asya Triennial'i örneğiyle, Bennett'in, kültür endüstrilerine yaklaşımına iyi eklemleniyor. Dosyadaki öbür yazılarda, Arzu Uraz, Avrupa Kültür Başkenti uygulamasını, sanayi sonrası Avrupa'da, kültür eksenli bir iktisat politikası olarak gelişimini anlatırken; Taçlı Yazıcıoğlu ise kültür ile endüstri kavramlarının, günümüz kapitalizminde, yeni ve yaygınlık kazanan bir buluşma noktası ‘markalaşma' konusunu inceliyor. Murat Gülsoy ise Ahmet Hamdi Tanpınar'a dönerek, modernleşme ve Batılılaşma izlekleri bağlamında, kültür ve endüstri ilişkilerine Türkçe edebiyat içinden bakıyor. (yeni)ye mektuplar, bu sayıda Montevideo (Cem Sarvan) ve Manchester (Alnoor Mitha)'dan geliyor. Ayrıca, Borges ve Breton gibi devleri etkilemiş Antonio Porchia'nın aforizmalarını, Mustafa Yılmazer bize mektup olarak attı. (yeni)nin ilk sayısındaki (yeni)den bölümünde, Türkiye'nin ilk nitelikli çağdaş müzik dergisi Opus'un ilk sayısındaki İlhan K. Mimaroğlu'nun, karamsar ‘başlangıç sancıları' yazısını yeniden yayımlamıştık. Bu sayıda, Mimaroğlu'nun karamsarlığını, 48 yıl sonra biraz olsun dağıtabilir diye iki çağdaş besteci üzerine iki müzikçinin yazılarını yayımlıyoruz. Z. Gülçin Özkişi'nin yazısının konusu, İlhan Usmanbaş'ın öğrencisi olmuş, 1977 doğumlu besteci Zeynep Gedizlioğlu'nun Hrant Dink'e adadığı Susma başlıklı II Numaralı Yaylı Dörtlüsü ve müzik analizi kuramları. Türkiye doğumlu Jean-Philip Calvin, öğrencisi olduğu çağdaş besteci İannis Xenakis'i, ölümünün onuncu yılı olan 2011'de anmak için yazdığı yazısıyla, Xenakis'i 2011 yılındaki anma etkinliklerine Türkiye'den (yeni)nin de katılmasını sağlıyor. Özkişi ve Calvin'in yazıları, (yeni)nin ‘yeni'liklerine örnek, risk almaktan kaçınmayan girişimler. Çağdaş müzik, bence, günümüzde, resim ve edebiyatın 20. yüzyıl başındaki ve ortasındaki sanata getirdikleri estetik ve düşünsel devinimlere benzer bir devinim potansiyelini barındırıyor. (yeni)de bu konuya sıkça dönmeyi düşünüyoruz. (yeni)lerde, Ekrem Işın, Türkiye'deki kültür ortamının kendisinden alışık olmadığı türde yazmayı, çarpıcı bir biçimde sürdürüyor. Çözümleme açısından, hem yazılı hem de görsel medyanın çoğunluk kirlettiği; akademik dünyanın ise kariyer kaygılarıyla genellikle sığlaştırdığı siyaset ve tarih konularına, dilin olanaklarını sonuna değin kullanarak, aforizmalarıyla derinlikli ve çarpıcı bir biçimde dalıyor. Lesley Chamberlain, Heidegger'e özgün bir yorum denemesine girişiyor: Heidegger metafiziğinde Darwin biyolojisinin izlerini arıyor. Enis Batur, son zamanlardaki yazılarına damgasını vurduğunu düşündüğüm ‘dinlenmiş' bir ağırlık ritmiyle okuyucusunu yeni yolculuklara taşımayı sürdürüyor. Murat Yalçın'ın öyküsü, Beckett'in mektupları, Gündüz Vassaf'ın İstanbul üzerine lirik düşünceleri, Özer Sayın'ın bu yıl edebiyat Nobel'i alan Mario Vargas Llosa üzerine yazısı (yeni)ler bölümündeki edebiyat zenginlikleri. (yeni)den, Opus dergisindeki bir Abdi İpekçi söyleşisi ve Metin Altıok'un kendi elinden bir notla sonlanıyor. Dosya konusu, ‘demokrasi çıkmazda mı?' olan Bahar 2011 sayımızda buluşmak üzere. İsmail ERTÜRK
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat