#smrgKİTABEVİ Yeniden Doğu: Asya Çağında Küresel Ekonomi -

Kondisyon:
Yeni
Basıldığı Matbaa:
Pelin Ofset
Dizi Adı:
ISBN-10:
9789755336190
Kargoya Teslim Süresi:
4&6
Stok Kodu:
1199115623
Boyut:
16x24
Sayfa Sayısı:
440 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2010
Çeviren:
Kâmil Kurtul
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199115623
501357
Yeniden Doğu: Asya Çağında Küresel Ekonomi -
Yeniden Doğu: Asya Çağında Küresel Ekonomi - #smrgKİTABEVİ
0.00
1960'larda geliştirilen ve azgelişmişliğin, gelişmiş kapitalizme doğru giderken uğranılan bir durak değil, bizatihi gelişmiş kapitalist ülkelerin gelişmişliğinin kaynağı olduğunu savunan Bağımlılık Teorisi'nin en önemli kurucusu sayılan Andre Gunder Frank, bütün akademik yaşamı boyunca emeğin, ezilenlerin, zayıfların safında yer aldı. Emperyalizmin ve sömürgeciliğin mekanizmalarını deşifre etmeye çalıştı.

Braudel'in deyimiyle tarihçileri “icat eden” ve onları içeride ve dışarıda kendi çıkarlarını temellendirmek üzere kullanan Avrupa, merkezinde kendisinin yer aldığı bir dünya ve “uygarlık” tarihini bütün dünyaya dayattı. Bunda o kadar başarılı olmuş ki, Andre Gunder Frank Yeniden Doğu kitabında sadece düşmanlarını değil pek çok dostunu ve meslekdaşını da “yere sermek”, ya da kendi ifadesiyle onların “ayaklarının altındaki Avrupa merkezci ideolojik halıyı çekmek” zorunda kalıyor. Karl Marx ve Max Weber'e kadar uzanan eleştirilerden Rostow, Huntington ve Fukuyama gibi son dönem düşünürlerinin yanı sıra Polanyi, Talcott Parsons, Toynbee, Kindleberger, dahası Braudel, Wallerstein, Perry Anderson ve Benjamin Barber da nasibini almış.

Bu kadar da değil: Andre Gunder Frank Yeniden Doğu'da, bizzat kendisinin eski kitaplarında yer alan bazı tezlerini de eleştiriyor. Küresel ekonominin Batı'nın dünyaya getirdiği yeni bir sistem olmayıp çok daha eski, üstelik merkezinde Doğu'nun bulunduğu bir sistem olduğunu savunuyor. Batı'nın üstünlüğünün dünya tarihinde aslında zannedilenden çok daha kısa bir geçmişi olduğunu, Avrupa merkezli ve Avrupa merkezci tarihlerin aksine, en azından 1800'e kadar dünyada Asya'nın baskın durumda olduğunu gösteriyor. Avrupa'nın ancak Amerika'nın “keşfi” ve sömürgeleşmesinden sonra, oradan bu küçük kıtaya aktarılan değerli madenler sayesinde dünya sahnesine girmeye başladığını, üstelik o haliyle bile yüzlerce yıl üretimde, ticarette, teknolojide Asya'nın gerisinde kaldığını somut verilerle kanıtlıyor. Kitap daha çok Asya'nın doğusunda dolaşsa da, Batılıların hiç göstermediği yüzüyle Osmanlı İmparatorluğu'nu da o zamanki dünya ekonomisinin önemli bir parçası olarak görüyor.

Yeniden Doğu, olgu ve verilerin alt alta sıralandığı bir iktisadî tarih değil. “Bütüncü” (holistik) bakış açısıyla, bütünü kavrayıp parçaları onun yardımıyla anlama çabası içinde, hem bütüne hem parçalara yakından bakarak gerçekleştirilen alternatif bir tarih yazımı önerisi.

1960'larda geliştirilen ve azgelişmişliğin, gelişmiş kapitalizme doğru giderken uğranılan bir durak değil, bizatihi gelişmiş kapitalist ülkelerin gelişmişliğinin kaynağı olduğunu savunan Bağımlılık Teorisi'nin en önemli kurucusu sayılan Andre Gunder Frank, bütün akademik yaşamı boyunca emeğin, ezilenlerin, zayıfların safında yer aldı. Emperyalizmin ve sömürgeciliğin mekanizmalarını deşifre etmeye çalıştı.

Braudel'in deyimiyle tarihçileri “icat eden” ve onları içeride ve dışarıda kendi çıkarlarını temellendirmek üzere kullanan Avrupa, merkezinde kendisinin yer aldığı bir dünya ve “uygarlık” tarihini bütün dünyaya dayattı. Bunda o kadar başarılı olmuş ki, Andre Gunder Frank Yeniden Doğu kitabında sadece düşmanlarını değil pek çok dostunu ve meslekdaşını da “yere sermek”, ya da kendi ifadesiyle onların “ayaklarının altındaki Avrupa merkezci ideolojik halıyı çekmek” zorunda kalıyor. Karl Marx ve Max Weber'e kadar uzanan eleştirilerden Rostow, Huntington ve Fukuyama gibi son dönem düşünürlerinin yanı sıra Polanyi, Talcott Parsons, Toynbee, Kindleberger, dahası Braudel, Wallerstein, Perry Anderson ve Benjamin Barber da nasibini almış.

Bu kadar da değil: Andre Gunder Frank Yeniden Doğu'da, bizzat kendisinin eski kitaplarında yer alan bazı tezlerini de eleştiriyor. Küresel ekonominin Batı'nın dünyaya getirdiği yeni bir sistem olmayıp çok daha eski, üstelik merkezinde Doğu'nun bulunduğu bir sistem olduğunu savunuyor. Batı'nın üstünlüğünün dünya tarihinde aslında zannedilenden çok daha kısa bir geçmişi olduğunu, Avrupa merkezli ve Avrupa merkezci tarihlerin aksine, en azından 1800'e kadar dünyada Asya'nın baskın durumda olduğunu gösteriyor. Avrupa'nın ancak Amerika'nın “keşfi” ve sömürgeleşmesinden sonra, oradan bu küçük kıtaya aktarılan değerli madenler sayesinde dünya sahnesine girmeye başladığını, üstelik o haliyle bile yüzlerce yıl üretimde, ticarette, teknolojide Asya'nın gerisinde kaldığını somut verilerle kanıtlıyor. Kitap daha çok Asya'nın doğusunda dolaşsa da, Batılıların hiç göstermediği yüzüyle Osmanlı İmparatorluğu'nu da o zamanki dünya ekonomisinin önemli bir parçası olarak görüyor.

Yeniden Doğu, olgu ve verilerin alt alta sıralandığı bir iktisadî tarih değil. “Bütüncü” (holistik) bakış açısıyla, bütünü kavrayıp parçaları onun yardımıyla anlama çabası içinde, hem bütüne hem parçalara yakından bakarak gerçekleştirilen alternatif bir tarih yazımı önerisi.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat