#smrgKİTABEVİ Yenileşme Dönemi Türk Edebiyatında Aruz Arayışları - 2003
İkinci Bölüm ise; Servet-i Fünûn edebî mektebinin diğer üyelerinin konuya ve ruh haline uygun vezin seçimi, vezin ve sesin, insan haleti ruhiyyesini yansıtan unsurlar olarak kabul edilmesi gerektiği hususuna dair fikirleri değerlendirmeye tabi tutulmuştur.
Üçüncü Bölüm ise, vezin ve ses ilişkisi çerçevesinde, Servet-i Fünûn sonrasındaki gelişmelere ayrılmıştır. Özellikle Fikret'in dolayısıyla diğer Servet-i Fünûn fertlerinin vezin-ses ilişkisi meselesinde, kendilerini takip edenler tarafından nasıl karşılandıkları incelenmiştir. Vezin-ruh hali alakası çerçevesinde olumlu ya da olumsuz fikir beyan edenler, konuya daha da genişlik kazandıranlar, hatta meseleyi fazlalık görenler ortaya konulmaya çalışılmıştır.
Çalışmamızın Dördüncü Bölümü'nde, Tevfik Fikret'le birlikte, hem Servet-i Fünûn devrinde, hem de sonraki dönemlerde meşhur şairlerimizin şiirlerinde kullandıkları vezinler verilmiş, geçmişle hal arasındaki benzer ve farklı yönlerin mukayese edilebilmesine imkan sağlanmaya gayret edilmiştir.
Sonuç Bölümü'nde ise, vezin-ses, vezin-ruh hali, vezin-konu uygunluğu üzerinde toparlayıcı bir değerlendirme yapılmış; klasik şiir ile modern şiir arasındaki benzer ya da farklı yönler vurgulanmıştır.
Türk edebiyatı tanzimat'a gelinceye kadar, resmi tarih, mektup ve arizalar bir yana bırakılırsa, tamamen şiirden meydana gelmiş bir edebiyat olarak bu edebiyata yön verecek teorik kitaplarından hemen hemen mahrum sayılır. Arayışı, gündelik hayatlar içerisinde, şifahi usuller çerçevesinde sürdüren divan şiirleri, şiir ve problemleriyle ilgili bazı isrtisnalar dışında, düşünce ve kanaatlerini yazılı olarak ortaya koymamışlardır. Sanat hayatını çevreleyen, aynı zamanda çerçeveleyen geleneği, bir dogma ön kabulüyle benimseyen şair, yaptığı iş üzeründe ya düşünememiş yada düşünmek istememiştir. Ferdi his ve heyecanını, ruhi iniş-çıkışlar meydanında, hep aynı tavır ve usulle dile getiren şair, zamanla monotonluğun esiri olmuş, neticede de, alıştığının dışına çıkma ihtiyacı duymamıştır.
İkinci Bölüm ise; Servet-i Fünûn edebî mektebinin diğer üyelerinin konuya ve ruh haline uygun vezin seçimi, vezin ve sesin, insan haleti ruhiyyesini yansıtan unsurlar olarak kabul edilmesi gerektiği hususuna dair fikirleri değerlendirmeye tabi tutulmuştur.
Üçüncü Bölüm ise, vezin ve ses ilişkisi çerçevesinde, Servet-i Fünûn sonrasındaki gelişmelere ayrılmıştır. Özellikle Fikret'in dolayısıyla diğer Servet-i Fünûn fertlerinin vezin-ses ilişkisi meselesinde, kendilerini takip edenler tarafından nasıl karşılandıkları incelenmiştir. Vezin-ruh hali alakası çerçevesinde olumlu ya da olumsuz fikir beyan edenler, konuya daha da genişlik kazandıranlar, hatta meseleyi fazlalık görenler ortaya konulmaya çalışılmıştır.
Çalışmamızın Dördüncü Bölümü'nde, Tevfik Fikret'le birlikte, hem Servet-i Fünûn devrinde, hem de sonraki dönemlerde meşhur şairlerimizin şiirlerinde kullandıkları vezinler verilmiş, geçmişle hal arasındaki benzer ve farklı yönlerin mukayese edilebilmesine imkan sağlanmaya gayret edilmiştir.
Sonuç Bölümü'nde ise, vezin-ses, vezin-ruh hali, vezin-konu uygunluğu üzerinde toparlayıcı bir değerlendirme yapılmış; klasik şiir ile modern şiir arasındaki benzer ya da farklı yönler vurgulanmıştır.
Türk edebiyatı tanzimat'a gelinceye kadar, resmi tarih, mektup ve arizalar bir yana bırakılırsa, tamamen şiirden meydana gelmiş bir edebiyat olarak bu edebiyata yön verecek teorik kitaplarından hemen hemen mahrum sayılır. Arayışı, gündelik hayatlar içerisinde, şifahi usuller çerçevesinde sürdüren divan şiirleri, şiir ve problemleriyle ilgili bazı isrtisnalar dışında, düşünce ve kanaatlerini yazılı olarak ortaya koymamışlardır. Sanat hayatını çevreleyen, aynı zamanda çerçeveleyen geleneği, bir dogma ön kabulüyle benimseyen şair, yaptığı iş üzeründe ya düşünememiş yada düşünmek istememiştir. Ferdi his ve heyecanını, ruhi iniş-çıkışlar meydanında, hep aynı tavır ve usulle dile getiren şair, zamanla monotonluğun esiri olmuş, neticede de, alıştığının dışına çıkma ihtiyacı duymamıştır.