San Francisco'nun yeraltı sakinleri yaşamın kıyısında, tüm o cazın tam ortasındaydılar, gece ya da gündüz, daima, sokaklarda, aydınlıkta, karanlıkta ve pek tabii yatak odalarında, yaşamın özünü kavramanın peşinde… Mardou diye bir kadın vardı; sonra yalnızlık ve aşk, hayallerin inşası ve yıkımı, yaşamın sarsıcı fakat olağan döngüsü.
Edebiyatın yaşamdan beslenmesi gerektiğini savunan Kerouac, Ginsberg'den Burroughs'a Beat kuşağının nice figürünün uğradığı Yeraltı Sakinleri'ni üç gün üç gecede, adeta nefes nefese yazdı, ama en baştan başlamak, hakikati salıvermek gerek şimdi... Gerçeği yanan bir ateş gibi diri, yüreğin sesini dürüst kılmak gerek. Bu hikâye aşka ve yaşama dair, esrimelerin ya da yanılsamaların en güzeli.
San Francisco'nun yeraltı sakinleri yaşamın kıyısında, tüm o cazın tam ortasındaydılar, gece ya da gündüz, daima, sokaklarda, aydınlıkta, karanlıkta ve pek tabii yatak odalarında, yaşamın özünü kavramanın peşinde… Mardou diye bir kadın vardı; sonra yalnızlık ve aşk, hayallerin inşası ve yıkımı, yaşamın sarsıcı fakat olağan döngüsü.
Edebiyatın yaşamdan beslenmesi gerektiğini savunan Kerouac, Ginsberg'den Burroughs'a Beat kuşağının nice figürünün uğradığı Yeraltı Sakinleri'ni üç gün üç gecede, adeta nefes nefese yazdı, ama en baştan başlamak, hakikati salıvermek gerek şimdi... Gerçeği yanan bir ateş gibi diri, yüreğin sesini dürüst kılmak gerek. Bu hikâye aşka ve yaşama dair, esrimelerin ya da yanılsamaların en güzeli.