#smrgKİTABEVİ Yıldızlı Gece -

Kondisyon:
Yeni
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
Edebiyat
ISBN-10:
9786059679015
Kargoya Teslim Süresi:
3&6
Stok Kodu:
1199188430
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
96 s.
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2015
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
120,00
Havale/EFT ile: 116,40
Siparişiniz 3&6 iş günü arasında kargoda
1199188430
574466
Yıldızlı Gece -
Yıldızlı Gece - #smrgKİTABEVİ
120.00
Bakışlarından okunan tam da buydu. Haklıydı bir bakıma. Yaşamak ile görmek, gördüğün üzerine düşlemek farklıydı. Dün gece, İhsan'ın kaldığı lojmanın penceresinden dışarıyı izlerken tam karşımda duran dağın doruğu Van Gogh'un yıldızlı gecelerine götürmüştü beni. Yıldızlar, esen rüzgârla bir olup dağın çevresinde dönüyorlardı sanki. Ona, dağın tepesine gece vakti hiç çıkıp çıkmadığını sormuştum. Umursamaz bir tavra bürünüp kısa bir yanıtla geçiştirmişti sorumu.

"Çıkmadım"
Hiç çıkılmaz mı, gidilmez mi?
Karanlık bir gecede yıldızlarla bir olunmaz mı?
Kar beyazı bir yeryüzü ile yıldızlı bir gökyüzü arasında kalınmaz mı?
Odunları daha tutuşmadan yutan sobalı oda, aslan pusuda, geyik yavrusuyla tedirgin, onlar da odada...

Kapının ardında Karakoncolos Fırtınası, pencerede Yıldızlı Gece, bitmeyen, uzun bir kış. Uzaktaki kayalıklardan bakan kurtlar, karacalar, tilkiler, vaşaklar, gece kuşları, baykuşlar, yarasalar, ayıboğanlar...

Havada Kaçağın Külleri ve is kokusu... Doğu Ekspresi unutulmuş, yitik bir yola sapmış; tek yolcusu yabancı, en çok da kendine...

Kar beyazın yuttuğu, örttüğü, kış cinine teslim bir dünya. Beyazlar içinde bir düş ülkesi. Lapa lapa yağan karın, tipinin, boranın söndüremediği gözlerden uzak bir yangının külleri havada dönüp dururken, Mehmet Sait Taşkıran masalsı bir dille anlattığı öyküleriyle okuru unutulmaz bir yolculuğa çıkarıyor.

Yolları özleyenlere...

Bakışlarından okunan tam da buydu. Haklıydı bir bakıma. Yaşamak ile görmek, gördüğün üzerine düşlemek farklıydı. Dün gece, İhsan'ın kaldığı lojmanın penceresinden dışarıyı izlerken tam karşımda duran dağın doruğu Van Gogh'un yıldızlı gecelerine götürmüştü beni. Yıldızlar, esen rüzgârla bir olup dağın çevresinde dönüyorlardı sanki. Ona, dağın tepesine gece vakti hiç çıkıp çıkmadığını sormuştum. Umursamaz bir tavra bürünüp kısa bir yanıtla geçiştirmişti sorumu.

"Çıkmadım"
Hiç çıkılmaz mı, gidilmez mi?
Karanlık bir gecede yıldızlarla bir olunmaz mı?
Kar beyazı bir yeryüzü ile yıldızlı bir gökyüzü arasında kalınmaz mı?
Odunları daha tutuşmadan yutan sobalı oda, aslan pusuda, geyik yavrusuyla tedirgin, onlar da odada...

Kapının ardında Karakoncolos Fırtınası, pencerede Yıldızlı Gece, bitmeyen, uzun bir kış. Uzaktaki kayalıklardan bakan kurtlar, karacalar, tilkiler, vaşaklar, gece kuşları, baykuşlar, yarasalar, ayıboğanlar...

Havada Kaçağın Külleri ve is kokusu... Doğu Ekspresi unutulmuş, yitik bir yola sapmış; tek yolcusu yabancı, en çok da kendine...

Kar beyazın yuttuğu, örttüğü, kış cinine teslim bir dünya. Beyazlar içinde bir düş ülkesi. Lapa lapa yağan karın, tipinin, boranın söndüremediği gözlerden uzak bir yangının külleri havada dönüp dururken, Mehmet Sait Taşkıran masalsı bir dille anlattığı öyküleriyle okuru unutulmaz bir yolculuğa çıkarıyor.

Yolları özleyenlere...

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat