^#smrgSAHAF Yokuş'ta 65 Yıl -

Mazhar Apa dostumla sık sık buluşuruz. O pek gelemez ama ben ona giderim. Aylardır, her gidişimde, onu masasının başında, tatlı bir iş üstünde buluyordum. Önünde bir sürü resim, yazı, fotoğraf, kâğıtlara çiziştirilmiş notlar, kimi zaman daktilo ile yazılmış parçalar... Bizim kahkahası bol Mazhar, bunların arasında fazla ciddileşmiş, sanki geçmişi yaşıyor, anılar arasında eşelenip duruyor! Bir gün, bu notlara, resimlere ben de yakından baktım. Düşündüm. Gördüm ki, koca bir yaşam, kâğıt parçaları üstünde, kırıntılar halinde, karmakarışık, önümüzde duruyor...

Kendimi tutamadım: - Mazhar, dedim, sen Nasreddin Hoca'nın hikâyesini biliyor musun? Bir şey söylemeden yüzüme baktı. "Ne diyeceksen de!" gibilerden. - Hoca'nın canı helva istemiş. Ama dolabı da kesesi de tamtakır... Bakkala gitmiş. "Selamünaleyküm bakkalbaşı... Un var mı?" "Var." "Şeker var mı?" "Var!" "Yağ var mı?" "Var!'" "Be adam, unun var, şekerin var, yağın var da neye bir güzel helva yapıp yemiyorsun?." Ve devam ettim: - Bunca güzel anı, not, resim, fotoğraf üstünde ne eşelenip duruyorsun?

Şunları düzenleyip bir araya getirsen, ortaya çok güzel bir kitap, bir hayat hikâyesi çıkar... Mazhar, önce "Ya sen benim ne yaptığımı sanıyorsun?" der gibi, gülümseyerek yüzüme baktı, sonra, her zamanki gibi, ağzından taksit taksit çıkan meşhur kahkahasını koyverdi: - Kah... kah... kah... kah!... Uzun süre sonra, pişirdiği helvayı önce bana tattırdı. Mazhar Apa'nın 65 yıllık hayat hikâyesini anlatan bu kitap, ilk bakışta alışılagelmiş tarzın dışında bir düzenle meydana getirilmiş. - Çakım Çalapala