#smrgKİTABEVİ Yolcu - 2025
Editör:
Fatma Türksoy
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
ISBN-10:
Kargoya Teslim Süresi:
3&7
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Boyut:
13x19
Sayfa Sayısı:
244
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
2.400,00
Havale/EFT ile:
2.304,24
Siparişiniz 3&7 iş günü arasında kargoda
1199239302
626484

https://www.simurgkitabevi.com/yolcu-2025
Yolcu - 2025 #smrgKİTABEVİ
2400.00
Çıyan bakışlı adam., “Senin Yolcu'nun yolu buraya kadarmış, başın sağ olsun, içerde intihar etmiş. Şu tutanağı imzala” dedi.
Tutanakta ne yazıyor diye sormaya kalkınca sertleşerek, “İmzala işim gücüm var, ne yazacak teslim aldığın yazılı. Hadi şimdi cezaevi savcısı gelir, imzala da git içerde bir ton işim var'' diye azarladı beni.
Korkarak ve titrek elimle gözümü yumarak imzaladım.
Ağlamayı sonraya bırakarak onu defnetmek için mezarlık aramaya başladım. Sonunda şehrin kenarındaki bir köy mezarlığına, köylülerin yardımıyla sonsuz yolculuğuna uğurladım onu. Başına bir tahta parçası dikip, üzerine tükenmez kalemle GARİP YOLCU yazdım. Sonra üstüne haç çizmeyi düşündüm; üç defa teşebbüs ettim, ama içimden bir ses, “Kızım, mezarın bütün olarak kalmasını istiyorsan aklından geçenden vazgeç” dedi. Ben de sarı yazmayla Edirneli sevgilisinin başörtüsünü bayrak yaparak tahtanın yanına diktim. Hâlâ ağlayamamıştım, belki de onun ruhunu bedenime sardığım için.
Beni en çok üzen de ona tatlı ve sıcak bir dudak öpücüğü borçlu kalmış olmamdı.
Tutanakta ne yazıyor diye sormaya kalkınca sertleşerek, “İmzala işim gücüm var, ne yazacak teslim aldığın yazılı. Hadi şimdi cezaevi savcısı gelir, imzala da git içerde bir ton işim var'' diye azarladı beni.
Korkarak ve titrek elimle gözümü yumarak imzaladım.
Ağlamayı sonraya bırakarak onu defnetmek için mezarlık aramaya başladım. Sonunda şehrin kenarındaki bir köy mezarlığına, köylülerin yardımıyla sonsuz yolculuğuna uğurladım onu. Başına bir tahta parçası dikip, üzerine tükenmez kalemle GARİP YOLCU yazdım. Sonra üstüne haç çizmeyi düşündüm; üç defa teşebbüs ettim, ama içimden bir ses, “Kızım, mezarın bütün olarak kalmasını istiyorsan aklından geçenden vazgeç” dedi. Ben de sarı yazmayla Edirneli sevgilisinin başörtüsünü bayrak yaparak tahtanın yanına diktim. Hâlâ ağlayamamıştım, belki de onun ruhunu bedenime sardığım için.
Beni en çok üzen de ona tatlı ve sıcak bir dudak öpücüğü borçlu kalmış olmamdı.
Çıyan bakışlı adam., “Senin Yolcu'nun yolu buraya kadarmış, başın sağ olsun, içerde intihar etmiş. Şu tutanağı imzala” dedi.
Tutanakta ne yazıyor diye sormaya kalkınca sertleşerek, “İmzala işim gücüm var, ne yazacak teslim aldığın yazılı. Hadi şimdi cezaevi savcısı gelir, imzala da git içerde bir ton işim var'' diye azarladı beni.
Korkarak ve titrek elimle gözümü yumarak imzaladım.
Ağlamayı sonraya bırakarak onu defnetmek için mezarlık aramaya başladım. Sonunda şehrin kenarındaki bir köy mezarlığına, köylülerin yardımıyla sonsuz yolculuğuna uğurladım onu. Başına bir tahta parçası dikip, üzerine tükenmez kalemle GARİP YOLCU yazdım. Sonra üstüne haç çizmeyi düşündüm; üç defa teşebbüs ettim, ama içimden bir ses, “Kızım, mezarın bütün olarak kalmasını istiyorsan aklından geçenden vazgeç” dedi. Ben de sarı yazmayla Edirneli sevgilisinin başörtüsünü bayrak yaparak tahtanın yanına diktim. Hâlâ ağlayamamıştım, belki de onun ruhunu bedenime sardığım için.
Beni en çok üzen de ona tatlı ve sıcak bir dudak öpücüğü borçlu kalmış olmamdı.
Tutanakta ne yazıyor diye sormaya kalkınca sertleşerek, “İmzala işim gücüm var, ne yazacak teslim aldığın yazılı. Hadi şimdi cezaevi savcısı gelir, imzala da git içerde bir ton işim var'' diye azarladı beni.
Korkarak ve titrek elimle gözümü yumarak imzaladım.
Ağlamayı sonraya bırakarak onu defnetmek için mezarlık aramaya başladım. Sonunda şehrin kenarındaki bir köy mezarlığına, köylülerin yardımıyla sonsuz yolculuğuna uğurladım onu. Başına bir tahta parçası dikip, üzerine tükenmez kalemle GARİP YOLCU yazdım. Sonra üstüne haç çizmeyi düşündüm; üç defa teşebbüs ettim, ama içimden bir ses, “Kızım, mezarın bütün olarak kalmasını istiyorsan aklından geçenden vazgeç” dedi. Ben de sarı yazmayla Edirneli sevgilisinin başörtüsünü bayrak yaparak tahtanın yanına diktim. Hâlâ ağlayamamıştım, belki de onun ruhunu bedenime sardığım için.
Beni en çok üzen de ona tatlı ve sıcak bir dudak öpücüğü borçlu kalmış olmamdı.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.