Yürüyorlardı. Güneş yakıcıydı. Yüzleri yanıktı. Soluklarına yolun tozu-toprağı karışmıştı. Yürüyorlardı yorgun-argın tankların tırtırlarıyla çiğnenmiş yolda. Yol uzundu, yürüdükçe daha da uzuyordu; ah ne kadar uzuyordu, biribirilerinden uzak telgraf direkleri sessizce onlara bakıyorlardı, ve onlar yolun nereye dek uzayacağını bilmedikleri gibi, direkler de bilmiyorlardı.
Yürüyorlardı. Güneş yakıcıydı. Yüzleri yanıktı. Soluklarına yolun tozu-toprağı karışmıştı. Yürüyorlardı yorgun-argın tankların tırtırlarıyla çiğnenmiş yolda. Yol uzundu, yürüdükçe daha da uzuyordu; ah ne kadar uzuyordu, biribirilerinden uzak telgraf direkleri sessizce onlara bakıyorlardı, ve onlar yolun nereye dek uzayacağını bilmedikleri gibi, direkler de bilmiyorlardı.