Bu çalışmanın asıl amacı Yunanistan sınırları içinde yaşayan Müslüman Türk nüfusunun, azınlık statüsüne geldikleri dönemden önce oluşturdukları cemaat örgütlenmesi etrafında; azınlık statüsüne girdikten sonra örgütledikleri sosyo-kültürel yaşamlarını, bu örgütü merkeze alarak mercek altına almaktır. Sözünü ettiğimiz örgütler, Cemaat-ı İslamiye İdareleri adını taşıyan kurumlardır. Çeşitli dinî ve sosyal ihtiyaçlardan doğan bu kurum, zamanla yörede yaşayan Müslüman Türk nüfusun temsil yetkisini taşıyan ve gündelik yaşamda oldukça önemli yer tutan bir örgütlenme şeklini almıştır.
Bu kurum bazen Cemaat- İslamiye idaresi, bazen cemaat idaresi bazen de Heyet-i İslamiye adlarıyla kaynaklarda tanımlanmaktadır. Biz çalışmamızda bu farklı kullanımları mümkün olduğunca tek ad altında birleştirdik. Ancak Yunanistan bu tanımlama üzerinde çok duruyor. Cemaat-ı İslamiye İdareleri'ni önce Müslüman Emlakini İdare Heyeti'ne çevirdi. Son yıllarda ise sadece vakıfların idaresinden sorumlu komisyonlar olarak tanımlamaya çabalıyor. Oysa çalışmamızda izleneceği üzere kurumların vakıf yönetimleri görevi, tüm sosyal, kültürel ve ekonomik yükümlülüklerinden yalnızca birisi. (Önsözden)
Bu çalışmanın asıl amacı Yunanistan sınırları içinde yaşayan Müslüman Türk nüfusunun, azınlık statüsüne geldikleri dönemden önce oluşturdukları cemaat örgütlenmesi etrafında; azınlık statüsüne girdikten sonra örgütledikleri sosyo-kültürel yaşamlarını, bu örgütü merkeze alarak mercek altına almaktır. Sözünü ettiğimiz örgütler, Cemaat-ı İslamiye İdareleri adını taşıyan kurumlardır. Çeşitli dinî ve sosyal ihtiyaçlardan doğan bu kurum, zamanla yörede yaşayan Müslüman Türk nüfusun temsil yetkisini taşıyan ve gündelik yaşamda oldukça önemli yer tutan bir örgütlenme şeklini almıştır.
Bu kurum bazen Cemaat- İslamiye idaresi, bazen cemaat idaresi bazen de Heyet-i İslamiye adlarıyla kaynaklarda tanımlanmaktadır. Biz çalışmamızda bu farklı kullanımları mümkün olduğunca tek ad altında birleştirdik. Ancak Yunanistan bu tanımlama üzerinde çok duruyor. Cemaat-ı İslamiye İdareleri'ni önce Müslüman Emlakini İdare Heyeti'ne çevirdi. Son yıllarda ise sadece vakıfların idaresinden sorumlu komisyonlar olarak tanımlamaya çabalıyor. Oysa çalışmamızda izleneceği üzere kurumların vakıf yönetimleri görevi, tüm sosyal, kültürel ve ekonomik yükümlülüklerinden yalnızca birisi. (Önsözden)