Bazılarına göre de. hızlı bir pehlivan olduğundan, lâkabı Yürük olarak takılmıştır. Fakat benim tetkikatıma nazaran Yürük, aslen Rospanın Yürük köyündendir. Ve lâkabı da bundan dolayı Yürüktür. Aslen Yürüktür ve Lofça taraflarına Anadoludan muhacir olarak getirilmiş ecdat torunlarındandır.
Yürük Alinin, maatteessüf, Arnavutoğlu gibi, Kazıkçı Kara Bekir ve daha diğer büyük pehlivanlarımız gibi resmi yoktur.
Ben, son yüz senelik pehlivanlarımızın resimlerini kırk senedir toplamış bulunuyorum. Ve bu koleksiyon için neler çekmişimdir. Yürüğün ve buna mümasil eski pehlivanların resmi olmamasının sebebi de vardır... Dinî tesirler dolayısile resim çıkarmak haram olduğundan, bu mutaassıp Türk çocukları resim çıkartmamışlardır.
Dini bile küçük ve bilgisiz hale getiren devşirme ve Türk ırkından olmıyan cahil softalar. Türkün asîl olan ve Tanrıya aklen merbut bulunan varlığını bile baltalamışlardı. Müslümanlığın büyüklüğünü cehaletlerile küçülten bu müstevli ve gayri Türk mollalar ve softalar, Türkü daha ziyade esaret altına alıp istedikleri gibi yeyip içmek için hurafeler icat etmişlerdi, işte, bu zihniyetin verdiği tesirle maatteessüf bu babayiğitlerin resimleri yoktur. Sonradan bulduğumuz resimler ise hep ihtiyarlık hallerinde ve Sultan Hamit devrinde çekilmiş resimlerdir.
Sultan Mecit ve Sultan Aziz devrinde, ceplerinde ecnebi parası olanlar, camie gidip namaz bile kılmazlarmış... Ecnebi parası üzerinde resim olduğundan dolayı ceplerindeki ecnebi paraları bir başka arkadaşına verip öyle camie giderler ve namaz kılarlarmış... Böyle bir devirde resimden bahsetmek abestir.
Her nekadar Tanzimatı Hayriyeden sonra resim çıkarmak, münevverler ve rical nezdinde moda olmuşsa da, halk tabakası kat'iyyen taassubunu muhafaza etmişti.
Fakat Yürüğün eşkâli bence malûmdur. Yürük hakkında malûmat toplarken onun portresini de çizmiştim. Yürük Ali, tıpkı Hergeleci İbrahim pehlivana benziyormuş. Yalnız, Hergeleci İbrahimin daha on okka kadar irisiymiş... Ve daha adaleli, daha kemikli bulunuyormuş...
Rengi, boyu, çalımı tamamile Hergeleci İbrahime benziyen Yürük Ali, arkadaşlarına nazaran hemen hemen yarı okkadadır.
Yürük Ali; Arnavutoğlundan, Kavaşoğlu Koca İbrahimden sonra gelen pehlivanlardandır. Yani, Kara İboların, Makarnacı Hüseyinlerin, Kel Aliçoların, Karagöz Alilerin, Kel Memişlerin, Sarı Ahmetlerin filan akranlarındandır. Ve Sultan Azizin baş pehlivanları meyanındadır. (Kitaptan)
Bazılarına göre de. hızlı bir pehlivan olduğundan, lâkabı Yürük olarak takılmıştır. Fakat benim tetkikatıma nazaran Yürük, aslen Rospanın Yürük köyündendir. Ve lâkabı da bundan dolayı Yürüktür. Aslen Yürüktür ve Lofça taraflarına Anadoludan muhacir olarak getirilmiş ecdat torunlarındandır.
Yürük Alinin, maatteessüf, Arnavutoğlu gibi, Kazıkçı Kara Bekir ve daha diğer büyük pehlivanlarımız gibi resmi yoktur.
Ben, son yüz senelik pehlivanlarımızın resimlerini kırk senedir toplamış bulunuyorum. Ve bu koleksiyon için neler çekmişimdir. Yürüğün ve buna mümasil eski pehlivanların resmi olmamasının sebebi de vardır... Dinî tesirler dolayısile resim çıkarmak haram olduğundan, bu mutaassıp Türk çocukları resim çıkartmamışlardır.
Dini bile küçük ve bilgisiz hale getiren devşirme ve Türk ırkından olmıyan cahil softalar. Türkün asîl olan ve Tanrıya aklen merbut bulunan varlığını bile baltalamışlardı. Müslümanlığın büyüklüğünü cehaletlerile küçülten bu müstevli ve gayri Türk mollalar ve softalar, Türkü daha ziyade esaret altına alıp istedikleri gibi yeyip içmek için hurafeler icat etmişlerdi, işte, bu zihniyetin verdiği tesirle maatteessüf bu babayiğitlerin resimleri yoktur. Sonradan bulduğumuz resimler ise hep ihtiyarlık hallerinde ve Sultan Hamit devrinde çekilmiş resimlerdir.
Sultan Mecit ve Sultan Aziz devrinde, ceplerinde ecnebi parası olanlar, camie gidip namaz bile kılmazlarmış... Ecnebi parası üzerinde resim olduğundan dolayı ceplerindeki ecnebi paraları bir başka arkadaşına verip öyle camie giderler ve namaz kılarlarmış... Böyle bir devirde resimden bahsetmek abestir.
Her nekadar Tanzimatı Hayriyeden sonra resim çıkarmak, münevverler ve rical nezdinde moda olmuşsa da, halk tabakası kat'iyyen taassubunu muhafaza etmişti.
Fakat Yürüğün eşkâli bence malûmdur. Yürük hakkında malûmat toplarken onun portresini de çizmiştim. Yürük Ali, tıpkı Hergeleci İbrahim pehlivana benziyormuş. Yalnız, Hergeleci İbrahimin daha on okka kadar irisiymiş... Ve daha adaleli, daha kemikli bulunuyormuş...
Rengi, boyu, çalımı tamamile Hergeleci İbrahime benziyen Yürük Ali, arkadaşlarına nazaran hemen hemen yarı okkadadır.
Yürük Ali; Arnavutoğlundan, Kavaşoğlu Koca İbrahimden sonra gelen pehlivanlardandır. Yani, Kara İboların, Makarnacı Hüseyinlerin, Kel Aliçoların, Karagöz Alilerin, Kel Memişlerin, Sarı Ahmetlerin filan akranlarındandır. Ve Sultan Azizin baş pehlivanları meyanındadır. (Kitaptan)