Kurmaca Diller Çağı adını taşıyan ilk bölümde yer alan yazılar, tarımsal üretim çağının doğal dil tekilliği ile endüstriyel üretim çağının kurmaca diller çoğulluğu karşıtlığını eksen alıyor. 20. yüzyılı kavramada önemli bir anahtar sunan bu bakışla, mimarlık ve sanat tarihinin yeniden yazılmasını/okunmasını getirebilecek kuramsal bir yaklaşım ör-neklenmeye çalışılıyor.
Çağdaşlık bağlamı, Geleceğe Uzananlar bölümünün ana izleğini oluşturuyor: Sanat yapıtını düşünsel arka düzlemde sorgulayan ve geleceğe ilişkin yanıtlar arayan sanatçılar, ya da kısaca "geleceğe uzananlar".
Mekân Yazısı ana başlığı altında toplanan yazılar ise, sanatsal anlatımın farklı gerçeklik düzlemlerinde mekân boyutunu irdeliyor. Özellikle mekânsal kurgunun tiyatrodaki yapı kuruculuğunu öne süren yazılar, çağdaş olanı yakalamaktan gittikçe uzaklaşan Türk tiyatrosunu yeni bir tartışma düzlemine çağırıyor. Bu bölümün öteki yazıları, müzikte, sinemada, yazında mekân olgusunu ele alıyor.
Kitabın son bölümü, Dünü Kavramak başlığı altında, tarihsel kenti var eden öğelerin örgütlenme mantığını ve oluşturdukları yapısal bütünü gündeme getiren yazılar içeriyor ve bölüm bir Sinan değerlendirmesiyle sona eriyor. Bu dört bölüm, yirmi yıla varan yazı yolculuğunda oluşmuş dört ana izleği de tanımlıyor. Bu toplamın kitaplaşmasındaki önemli katkıları için Bülent Erkmen'e teşekkür ediyorum. (Kitaptan)
Kurmaca Diller Çağı adını taşıyan ilk bölümde yer alan yazılar, tarımsal üretim çağının doğal dil tekilliği ile endüstriyel üretim çağının kurmaca diller çoğulluğu karşıtlığını eksen alıyor. 20. yüzyılı kavramada önemli bir anahtar sunan bu bakışla, mimarlık ve sanat tarihinin yeniden yazılmasını/okunmasını getirebilecek kuramsal bir yaklaşım ör-neklenmeye çalışılıyor.
Çağdaşlık bağlamı, Geleceğe Uzananlar bölümünün ana izleğini oluşturuyor: Sanat yapıtını düşünsel arka düzlemde sorgulayan ve geleceğe ilişkin yanıtlar arayan sanatçılar, ya da kısaca "geleceğe uzananlar".
Mekân Yazısı ana başlığı altında toplanan yazılar ise, sanatsal anlatımın farklı gerçeklik düzlemlerinde mekân boyutunu irdeliyor. Özellikle mekânsal kurgunun tiyatrodaki yapı kuruculuğunu öne süren yazılar, çağdaş olanı yakalamaktan gittikçe uzaklaşan Türk tiyatrosunu yeni bir tartışma düzlemine çağırıyor. Bu bölümün öteki yazıları, müzikte, sinemada, yazında mekân olgusunu ele alıyor.
Kitabın son bölümü, Dünü Kavramak başlığı altında, tarihsel kenti var eden öğelerin örgütlenme mantığını ve oluşturdukları yapısal bütünü gündeme getiren yazılar içeriyor ve bölüm bir Sinan değerlendirmesiyle sona eriyor. Bu dört bölüm, yirmi yıla varan yazı yolculuğunda oluşmuş dört ana izleği de tanımlıyor. Bu toplamın kitaplaşmasındaki önemli katkıları için Bülent Erkmen'e teşekkür ediyorum. (Kitaptan)